05 Mayıs 2024 Pazar günü Yol Dağcılık programlı faaliyeti olan Efeler Yolu’nun 26. etabı Küçükkale-Şirince (23,66 km.) rotasının yarısını, SELATİN-KARTALKAYA TEPESİ (Kartal Dağı)-KÜÇÜKKALE arasını yürüdük. 23,66 km.lik rotanın tamamını yürümek, havaların çok sıcak olması sebebiyle
oldukça zorlayıcı olacaktı çünkü. İzmir ile Aydın arasında sınır bölgesi olan rota üzerindeki Selatin Köyü, Germencik/Aydın’a, Kartalkaya Tepesi (Kartal Dağı) ile Küçükkale Köyü ise Tire/İzmir’e bağlı. İlk kez gittiğim ve çok beğendiğim Selatin Köyü, İzmir-Aydın Otoyolu 75. Yıl Selatin Tüneli’nin üstünde bulunuyor. Köy merkezinde bulunan koruma altına alınmış 800 yaşındaki devasa ulu çınar ağacının altında, köy halkı her türlü yerel ürünler satıyor, otlu-peynirli gözleme pişiriyor. Köy, 19. yy. başlarında göçebe yörüklerin yerleşik hayata geçirilmesi ile kurulmuş. Selatin ismi Arapça kökenli “padişah, sultan” anlamında olmasına rağmen köy halkı Zal-Zala Hatun isimli kadın bir Efe’den dönüştüğünü anlatıyormuş. Zal-Zala Hatun, Osmanlı Ayan’larının yaptıkları haksızlıklara boyun eğmeyen, erkek kılığında Efe’lik eden yiğit bir kadınmış. Zaman içinde kadın olduğu öğrenilmiş ve diğer Efe’ler tarafından tuzak kurularak öldürülmüş. Bu olay, köylü arasında anlatıla anlatıla zamanla köyün adı Zal-Zala Hatun’dan Selatin’e dönüşmüş. Ulu çınar ağacının dalları altında bulunan köy kadınlarının birisinden otlu gözleme alırken sevgili Selda ve Zeki bana sesleniyorlar. Yanlarına gittiğimde ise “İyi ki doğdun Ayhan Abi” tekerlemesi ile doğum günü pastasını üfletiyorlar. 04 Mayıs benim doğum günüm. Nefes aldığım her günü doğum günü olarak gören biri olarak Selatin Köyü’nün masalsı ortamında dostlarımın böyle bir sürpriz hazırlaması beni çok mutlu ediyor. Sevgili Selda ve Zeki başta olmak üzere bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. 33 Yıllık dağcılık serüvenimde bu benim dağlarda yaşadığım ikinci sürpriz doğum günüm. Birincisi, 08.05.2016 tarihinde, Efes-Mimas Yolu 5. etabı olan Değirmendere-Kolophon-Karacadağ-Gümüldür-Ürkmez (Lebedos) yürüyüşünde olmuştu. Ne diyelim. Allah herkese böyle dostlar-arkadaşlar nasip etsin. Kahvelerden aldığımız sıcacık çaylar ile ulu çınarın altında huzur içinde kahvaltımızı yaptıktan sonra 09.30’da yürümeye başlıyoruz. Bu arada sadece hafta sonları çınarın altında köy kadınları bu satışları yapıyormuş. Gözleme fiyatı 35,00, çay fiyatı 5,00 TL ilgilenenlere. Köyün çevresi zeytin ve çeşit çeşit meyve bahçeleri ile kaplı. Hava oldukça sıcak. Yükselmeye başladıkça kuzeyden esen rüzgâr biraz rahatlatıyor. Tam bir bahar havasındayız. Her yer yemyeşil, her yer çiçek-böcek. Rotanın başlangıç bölümlerinde asırlık meşe ağaçları, daha sonra çam-meşe karışık ormanı son bölümde ise sandal-çam ormanları bulunuyor. Ağaçlar asırlık olduğundan Kartalkaya Tepesi (Kartal Dağı) dışında hep ağaç gölgesi altında yürünüyor. Üzerinde rüzgâr ölçüm direği mi, meteoroloji direği mi yoksa telsiz direği mi olduğunu bilemediğimiz yüksek metal bir direk bulunan Wikiloc’a göre 809 m yükseklikteki Kartalkaya Tepesi’ne (Kartal Dağı) 12.40’ta geliyoruz. Tuğrul SÜRÜCÜ arkadaşımız bu direklerin genelde rüzgâr santrali kurmak, rüzgâr verimliliğini ölçmek amaçlı kurulduğunu anlatıyor. İnşallah öyle değildir. Anıt ağaç, flora ve fauna çeşitliliği çok bol olan, İzmir ve Aydın’ın akciğerleri konumundaki bu cennet bölgenin rüzgâr santrali yapılarak kaybedilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Rüzgâr santrallerine karşı değilim. Sadece ağaçların olmadığı çıplak tepelere yapılması gerektiğini düşünüyorum. Rota buraya kadar hep çıkış şeklinde. Öğle molası veriyoruz. Tuğrul SÜRÜCÜ arkadaşımız, wikiloc’a göre 363 m yükseklikteki yürüyüş başlangıç noktamız Selatin Köyü’nden beri sırtında taşıdığın yaklaşık 20 kg.luk yamaç paraşütünü açmaya başlıyor. Kalkış yapabilirse aşağıya uçarak inecek. Fakat rüzgâr oldukça sert esiyor. Yaklaşık 15-20 dakika kontrolsüz bir şekilde havalanmaması için hepimiz paraşütü tutuyoruz. Rüzgârın kalkışa müsait hale gelmesini bekliyoruz. Tuğrul Hoca bekleme sırasında 4-5 yıl önce kaybettikleri rahmetli Mehmet DELİBAŞ Hoca'nın ibretlik sözlerini bize aktarıyor. “Ağaçların sadece yaprakları sallanıyorsa uçun, dalları sallanıyorsa dikkatli uçun ama ağaçlar sallanıyorsa sakın uçmayın.” Maalesef rüzgâr azalacağına daha da artıyor. Tuğrul Hoca uçmaktan vazgeçip paraşütü topluyor. Mola sonrası 14.10’da tekrar yürümeye başlıyoruz. Çok güzel bir alanda sessizlik molası vererek kuşların senfonisini dinliyoruz. Sonra inişe devam ederek rota üzerindeki çeşmenin yanından geçip, Wikiloc’a göre 112 m. rakım da bulunan Küçükkale Köyü’nde yürüyüşümüzü bitiriyoruz. Maalesef çeşme akmıyor. Wikiloc’a göre bugün 552 m irtifa kazancı, 781 m irtifa kaybı, 112 m minimum irtifa, 809 m maksimum irtifa arasında toplam 12,73 km yürümüşüz. Yukarıda da sıkça bahsettiğim gibi 30-40 m.lik çam-meşe-sandal vb. ağaçları gölgesinde önce tatlı bir çıkış sonra da keyifli bir iniş ile hafif zorlukta mükemmel bir parkur. Kırmızı-beyaz işaretleme çok iyi. Hatta biraz fazla sıklıkta işaretleme yapılmış bile diyebiliriz. Sadece Kartalkaya Tepesi ile çeşme arasında işaretleme yapılmamış. Mesafe-Yön levhası görmedim. Bölge yangına çok duyarlı olduğu için ateş yakılmamalı. Bu mevsimde bütün canlılar uyandığı için kene, akrep, yılan vb. hayvanlara karşı dikkatli olunmalı. Arıları çekmemesi için parfüm kullanılmamalı. Sevgili Zeki VAROL, Selda KETENCİ ve Zafer ATAALP başta olmak üzere, doğum günü çocuğu olarak bütün gün fotoğraflarımı çeken, çeşitli otlar toplayan ve bir şekilde beni şımartan bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ederek yazımı bitiriyorum.Sağlıkla kalın.
Selatin-Kartalkaya Tepesi (Kartal Dağı)-Küçükkale
arası fotoğrafları görmek için burayı tıklayınız.
Selatin-Kartalkaya Tepesi (Kartal Dağı)-Küçükkale arası video günlüğü görmek için burayı tıklayınız.
Selatin-Kartalkaya Tepesi (Kartal Dağı)-Küçükkale arası Relive krokisini görmek için aşağıyı tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder