13-14 Ekim 2012
Tarihlerinde Zirve Dağcılık Denizli Temsilciliği’mizin düzenlediği, 2.571
M.’lik yüksekliği ile Ege Bölgesi’nin en yüksek dağı olan Honaz Dağı zirve
yürüyüşüne katıldım. Denizli ilimizin Honaz
ilçesi sınırları içinde yer alan Honaz Dağı, 1995 Yılında Milli Park ilan
edilmiş.
Zirvesinde askeri gözlem ve radar tesislerinin bulunması sebebiyle,
dağcılık faaliyetleri askerlerin
verdiği izin ve belirlediği rota çerçevesinde yapılabiliyor. Bildiğim kadarıyla askeri bölge olduğu için, ferdi dağcılık faaliyetine izin verilmiyor. Radar ve Askeri bölgenin fotoğraf çekimi de yasak.
verdiği izin ve belirlediği rota çerçevesinde yapılabiliyor. Bildiğim kadarıyla askeri bölge olduğu için, ferdi dağcılık faaliyetine izin verilmiyor. Radar ve Askeri bölgenin fotoğraf çekimi de yasak.
1170 M.’de ki Honaz Dağı
Milli Parkı içinde ki Cankurtaran günü birlik kamp alanı, asırlık çamların altında
küçük bir marketi, bir tane lokantası, ağaçtan oturma yerleri, tuvaletleri ve
çeşmeleri ile çok güzel bir yer. Lokantada alabalık, ızgara et ve alkol
bulunuyor. (Dağ Restoran: Alabalık ızgara+Salata+Yoğurt= 7,50 TL.)
Ülkemizin çeşitli
köşelerinde bulunan Gençlik ve Spor Bakanlığı gençlik kampı tesislerinden
birisi de burada bulunmakta. Çadır dışında konaklama imkanı yok. Kamp alanında 07.01.1148
Yılında Selçuklu Sultanı Mesut’un 2. Haçlı ordusunu imha ettiği yer olması ile
ilgili bir mermer kaide var.
Bizler 13 Ekim Cumartesi
günü saat 14.30 sıralarında kamp alanına vardık. Çadırlarımızı kurduktan sonra
biraz Milli Park çevresini gezdik. Seyir noktasından manzara seyrettik. Akşama
doğru Denizli, İzmir, Konya, Aydın, Kuşadası, Söke, Fethiye, Bodrum, Keşan’dan
gelen tüm katılımcıların tamamlanması ile kamp alanı Zirve Bayram yerine
dönüştü. Toplam 130 kişi civarındaymışız.
Akşamüstü lokantada ızgara alabalık,
et ve köfte çeşitleri yedikten sonra, Füsun Hanım’ın yeğeni Uğur Bey duvarda
asılı bağlamayı eline alarak kulaklarımızın pasını giderdi. Hep birlikte
türküler söyledik. Bazı arkadaşlarımız türkülere oyunlarıyla eşlik ettiler.
Daha sonra kamp alanımızda yakılan ateşin başında türkü, şarkı ve sohbetlere
devam ettik. Saat 23.00 Sıralarında da tam sessizlik moduna geçip çadırlara
çekildik. Çünkü sabah 07.00’de zirve yürüyüşü başlayacak.
14 Ekim Pazar sabahı 07.15
Sularında 96 Kişi Honaz Dağı zirve yürüyüşüne başladık. Takribi 1700-1800
Metrelere kadar çamların arasında yürüdük. Daha sonra 2000 Metreye kadar mucize
ağaç olan Ardıçlar’ın arasında, 2000 Metreden sonra ise, zirveye kadar çıplak
arazide yürüyüşümüz devam etti.
Havanın açık ve güneşli olması Denizli, Acıpayam ve Serinhisar ovalarını, Tavas yol ayrımını kuşbakışı görmemize olanak sağladı. Bu esnada Savaş Adakale Ağabey’den Serinhisar ovalarında en çok
leblebi yetiştirildiğini öğrendik. Saat 12.30 Sularında yürüyüşe katılan 96
kişinin tamamıyla, firesiz şekilde zirveye ulaştık.
1991 Yılından bu yana
çıktığım tüm zirvelerde yanımda olan fotoğraftaki küçük Türk Bayrağım maalesef fotoğraf
çekimlerinden sonra bana geri dönemedi. Kayboldu.Honaz Dağı zirvesi iki
tepeden oluşuyor. Tepenin birinde askeri radar tesisleri var. Orası yasak olduğu için yanından geçerek diğer tepeye çıktık.
Kamp alanından zirveye, yaklaşık 1400 Metre
yükseliyorsunuz. Çıkışın bazı bölümleri oldukça dik. Bazı yerler de çarşak. Bir
günde 1400 Metre yükselmenin dışında bir zorluğu yok. Bizler bu mesafeyi yavaş
tempo ile 5 Saatte çıktık. Yaklaşık bir saate yakın zirvede kaldık. Öğle
yemeğimizi zirvede yedik. Burada Sn. Serdar ÖZDEMİR sayesinde en güzel zirve yemeğini yedim.
Kabak ve biber dolması ile, biber-patates-domates kızartması. Bir
yoğurt eksikti. Üzerine yan masadan bir de irmik helvası gelmez mi! Daha ne
olsun, yemede yanında yat. Sn. Serdar Bey ve Annesine çok teşekkür ediyorum.
Ellerine sağlık. Saat 13.30 Sularında zirve molasına son verip dönüşe geçtik.
Çıkışa göre oldukça hızlı bir tempo ile yaklaşık 3 Saat sonra, 16.30 Civarında
kamp alanına ulaştık.
Zirve Dağcılık Denizli Temsilciliği’mize,
bu etkinlik organizasyonunda çok emeği geçen başta Tufan AYDIN ve Sadık
KADIKÖYLÜ olmak üzere, onların nezdinde diğer tüm emeği geçenlere, çok teşekkür
ediyorum. Hepsi etkinliğin başından sonuna kadar arı gibi çalışıp mükemmel bir
ev sahipliği yaptılar. Kendilerine küçük bir de eleştirim olacak. Etkinlik
öncesi alkol yasağını ne kadar doğru buluyorsam, yürüyüş esnasında ki molalarda
sigara içilmesini de o kadar yanlış buluyorum. Bence yürüyüş esnasında,
özellikle yükseklerde sigara içilmesi alkolden daha da tehlikeli.
Yazımı, Kulübümüzün milli
Stand-up’çısı Safiye Hanım’a (Namı diğer “Alaçatı ilginç şeyler”) çok teşekkür
ederek bitirmek istiyorum. Etkinlik sonunda en az bacaklarım kadar çenem de
ağrıyordu gülmekten. Sayesinde, İzmir Denizli yolculuğu ne zaman başladı, ne
zaman bitti anlamadık. Akşam yemeğinde de, ateş başında da bizleri kırdı
geçirdi. Yaklaşık 21-22 Yıllık Dağcılık maceramda hiçbir etkinlikte bu kadar
gülmedim. Allah da seni hep güldürsün Safiye Hanım.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK
Honaz Dağı zirve yürüyüşü ile ilgili fotoğrafları görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Honaz Dağı zirve yürüyüşü ile ilgili fotoğrafları görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Honaz Dağı zirve yürüyüşü ile ilgili fotoğrafları görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Merhaba Ayhan,
YanıtlaSilZirve Dağcılık olarak dağcılık şölenine çevirmişsiniz etkinliği! Sizleri kutluyorum, Salt Lake City'den selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Eline sağlık Ayhan hocam çok güzel yazıyorsun ve bilgilendiriyorsun,iyiki varsın,zevkle okuyorum sayfanı hep..
YanıtlaSilYasar KÜSBECİ 18 Ekim 2012 09:57