16 Kasım 2025 Pazar günü, Yol Dağcılık programlı etkinliği olarak, Kışla-Serçin/Aydın - İkiz Adalar - Kapıkırı (Bafa Gölü)/Muğla etabını yürüdük. Böylece, Bodrum’a giderken herkesin kenarından geçtiği Bafa Gölü’nün karşı kıyısını da yürümüş oldum çok şükür. Beşparmak (Latmos) Dağı,
Yediler Manastırı, Kapıkırı, Gölyaka, Bağarcık çevresine Karya Yolu yürüyüşlerinden önce ve sonra onlarca kez gittiğim halde Bafa Gölü’nün karşı kıyısına gitmek hiç nasip olmamıştı. O yüzden çok mutluyum. Saat 08.45’te ulaştığımız Söke’nin Serçin Köyü kahvehanesinin eski Türk filmi afişleri ile dolu duvarları arasında kahvaltımızı yaparken, Zeki Hoca’dan, kahvecinin burada bulunan eski açık hava sinemasının işletmecisi olduğunu öğreniyorum. Bafa Gölü’nün kuzey batı kıyısında çok güzel bir köy olan Serçin Köyü’nün tuvaleti bu güzelliğe hiç ama hiç yakışmıyor. Kahvaltıdan sonra aracımız ile flamingo, akbalıkçıl, pelikan, karabatak vb kuşlar ile dolu Bafa Gölü kıyısında, kıvrım kıvrım virajlı dar bir yoldan, 12 km uzaklıktaki Serçin Köyü’nün ilk yerleşim yeri Kışla(k) Mevkii’ne gidiyoruz. Mezar taşlarından 600 yıl kadar önce Orta Toroslardan gelen Yörükler tarafından kurulan köy, 200 yıl kadar önce Serçin’e göçmüş. Serçin köy adının bölgedeki kuşlardan ve serçelerden, Kışla ya da Kışlak adı ise buraya zeytin toplama amacıyla kışın gelmelerinden dolayı söylenir olmuş. Serçin köy ismi 1961 yılında Gölönü olarak değiştirilmiş ama köy halkı Serçin isminden vazgeçmemiş. Yol açılmadan önce yakın zamana kadar Kışla’ya tekneler ile gidilip geliniyormuş. Kışla’dan itibaren yol yok. Saat 09.50’de yürüyüş başlangıç noktamız olan Kışla’dan etkinliğimize başlıyoruz. Hava sanki sonbahar değil ilkbahar. Dağ taş her yerde olan zeytin ağaçlarının yeşiline son yağmurlar ile doğa da eklenmiş. Zeytin ağaçlarının arasına serpiştirilmiş gibi duran yapraklı ağaçların sararan yaprakları ile tabiat ortaya karışık bir görünüm almış. Hava ise 22-23 derecelerde, pırıl pırıl çok güzel. Bafa Gölü ise tepsi gibi dümdüz. Gök masmavi. Göl masmavi. Flamingolar, kuğular hareketleri ile sanki dans ediyorlar. Gnays kaya yapısının hava ve su ile değişmesi sonucu oluşmuş irili ufaklı milyonlarca şekilli kayaların üzerlerinden çıkış ve inişler yapa yapa, 7 belki 8 tane birbirinden güzel bembeyaz kumsalları olan hilal gibi koylarda yürüyoruz. Üst üste kondurulmuş gibi duran milyonlarca gnays kayaların altlarındaki mağaralarda, MÖ 6000’li yıllardan neolitik dönem ile kalkolitik döneme kadar tarihlendirilen, resim sanatının atası sayılan, tarihin ilk insan temalı kaya resimleri bulunuyor. Binlerce mağarada saklanma imkanından dolayı bölge tarih boyunca hep eşkıya yatağı olarak kullanılmış. Yürümeye başladıktan sonra geldiğimiz ilk koy olan Sorban Koyu’nun 100-150 m kadar içerisinde bulunan Sorban Kalesi ya da Sorban Manastırı diye adlandırılan tarihi yapıyı görmeye Zeki ve Menderes ile gidiyoruz. Daha sonra bu cennet ortamda önce üzerinde Bizans dönemi manastırlar olan İkiz Adalara, sonra yürümeye devam ederek, Heraklia Antik Kenti üzerine kurulu Kapıkırı Köyü’ne 17.10’da ulaşarak etkinliğimizi bitiriyoruz. Yürüyüşün yanında bolca kaya tırmanışı ve inişi olan rota, ilk kez yürüyecekler için biraz zorlu olabilir. Ayrıca yağmurlu havalarda da zorluk daha da artabilir. Rota üzerinde su-çeşme yok. Wikiloc'a göre bugün 355 m irtifa kazancı, 327 m irtifa kaybı, 0 m minimum irtifa, 159 m maksimum irtifa arasında toplam 16,71 km yürümüşüz. Sevgili arkadaşlarım Zeki VAROL, Selda KETENCİ, Menderes KULİNCA ve Yaşar KÜSBECİ başta olmak üzere yürüyüşçü bütün arkadaşlara çok teşekkür ediyorum.Sağlıkla
kalın.
Ayhan
YÖRÜK
Kışla-Serçin/Aydın - İkiz Adalar - Kapıkırı (Bafa Gölü)/Muğla etabı fotoğraflarını görmek için burayı tıklayınız.
Kışla-Serçin/Aydın - İkiz Adalar - Kapıkırı (Bafa Gölü)/Muğla etabı video günlüğü görmek için burayı tıklayınız.












Hiç yorum yok:
Yorum Gönder