10 Ocak 2020 Cuma

EFES-MİMAS (İYON) YOLU 34. Etabı - Demircili (Airai) - Azmak Arası


04 Ocak 2020 cumartesi günü yeni yılın ilk faaliyeti olarak Efes-Mimas (İyon) Yolu’nda 34. etap Demircili (Airai)-Azmak arasını yürüdük. Efes-Mimas (İyon) Yolu’nun en güzel rotalarından olan bu etap ile 26.11.2016 tarihinde Seferihisar Azmak Köprüsü’nden başlayan Klazomenia (Urla)-
Karaburun ve Çeşme Yarımadaları’nın tamamını (Kokar bölümü hariç) bitirmiş olduk. Böylece
05.11.2015’te Selçuk Artemis Tapınağı’nda başlayan Efes-Mimas (İyon) Yolu projesinde şu ana kadar toplam 599,18 km. yürümüş olduk, şükürler olsun. Kısmet olursa bundan sonraki hedefimiz Selçuk-
Belevi-Keçi Kalesi bölümlerini yürüyüp, projenin tamamını bitirmek. İzmir-Güzelbahçe-Yelki’de saat 07.00 sularında simit-peynir-zeytin ile kahvaltımızı yaptıktan sonra etkinlik bitiş noktası İzmir-Seferihisar-Azmak Köprüsü’ne aracımızın birisini bırakmak üzere giderken yanından geçtiğimiz Seferihisar-Düzce 
Köyü’nün merkezine uğruyoruz. Çünkü burada Atatürk düşmanlarının sıkıştıklarında dillerine doladıkları “…İzmir’de tarihi camiyi ahıra çevirdiler…” söylemlerinin olduğunu iddia ettikleri Kasım Çelebi Camii ve Medresesi bulunmakta. İşin aslı ise söyle; “Şimdi Düzce olarak anılan köyün eski adı 
o dönemlerde Hereke. Heraklia antik kentinin üzerinde kurulduğu için eski adının oradan geldiği rivayet ediliyor. Osmanlı döneminde ise nüfusun % 60-70’i Rum. Yunan işgali sırasında neredeyse hiç Türk kalmamış. 1922 yılında Yunanlılar denize dökülüp Seferihisar’da kurtulduktan sonra harabe haldeki köye Türkler tekrar 
geri dönüp yerleşmeye başlamışlar. 20 Nisan 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde İzmir Müze Müdürü’nün verdiği bilgilere göre yayınlanan haberde; “Türk nüfusun seneler süren yokluğunda caminin insafsızca ahır haline getirildiği, kütüphane ve medresesinin olduğu, kütüphanesinde eser 
kalmadığı, Evren oğullarından Kasım tarafından Osmanlı-Türk stilinde inşa edildiği, üstündeki Arapça yazıya göre 641 yıllık olduğu, tahribata rağmen geriye kalan kısmının muhafaza edilirse, kıymettir.” tespitleri yapılmış. Bu haber üzerine işgal sırasındaki vandallık sonucu metruk haldeki caminin 
revakları temizlenip, minaresi onarılarak 1936 yılında ibadete açılmış. İbadete açılmadan önce camii ve medresenin sadece antik ören yerinden monte edilen sütun duvarları ayaktaymış.” (Kaynak: Sn. Yılmaz ÖZDİL’in http://www.hurriyet.com.tr/mustafa-kemal-camiyi-ahir-yapti-oyle-mi-20413966 yazısı.) Şu an Düzce 
Mahallesi Camii olarak ibadete açık olan Kasım Çelebi Camii ve Medresesi’nden sonra caminin biraz ilerisinde bulunan yine Selçuklu-Osmanlı Türk tarzındaki eski Hamam kalıntısını da gezip görüyoruz. Daha sonra aracımızın birisini etkinlik bitiş noktası Azmak Köprüsü’ne bırakıp diğer aracımız ile 
yürüyüş başlangıç noktası Demircili Köyü Sahili’ne gelerek saat 10.00’da yürümeye başlıyoruz. Öncelikle işaretli rotanın dışında olan Demircili Köyü Sahili’nin tam karşısında dar bir boğaz ile anakaraya bağlı Airai Antik Kenti’nin bulunduğu tepeye gidiyoruz. Yarımada üzerinde bazı temel kalıntıları ile biraz da çanak çömlek 
kırıklarından başka bir şey kalmamış maalesef. Deniz kıyısında olan tarihsel kent kalıntılarının pek çoğunun başına gelen buranın da başına gelmiş anlaşılan. (Hazır malzemenin diğer yapılarda kullanılmak üzere deniz yolu ile taşınması.) Antik kentin tepesinden iki doğal limanı, Demircili Köyü ile sahilini ve Sığacık Körfezi’ni seyredip 
fotoğrafladıktan sonra geri dönüp rota üzerinde yürümeye devam ediyoruz. Doğal nergis çiçekleri yeni yeni açarak 2019 yılında İzmir’de meydana gelen büyük yangının simsiyah ortamını beyaza boyamaya başlamışlar. Demircili Köyü’nün Sığacık yönündeki Bodrum Koyu girişi, Deniz Yıldızı restoran tarafından 
kapatıldığı için tel örgünün kenarından sahile girerek Antik Liman kalıntılarına geliyoruz. Deniz kıyısındaki doğal kayanın düzleştirilerek merdiven ve havuz şekline getirildiği bu tarihi yerde geçmişin ayak izlerine dokunuyoruz. Orman yangınında yanan alanın tel örgüsü dışından devam ederek Antik Liman’ın yanındaki 
bâkir koya iniyoruz. Buradan da kırmızı-beyaz işaretli patika ile makilik doğal örtü içinde biraz yükselip bir sonraki koya iniyoruz. Bu rota üzerinde isimlerini bilmediğim üzerinde hiçbir yapılaşmanın olmadığı birbirinden güzel birçok doğal koy bulunuyor. Resmen dantel gibi. Sığacık ve Urla’ya bu kadar yakın yerde 
bu kadar bâkir ve doğal koyların olması beni çok mutlu ediyor. Umarım buraları koruyan yasal düzenlemeler sulandırılmaz ve bu güzel koylar sonsuza kadar böyle doğal kalır. Daha sonra rotamız birbirinden güzel doğal koyların kıyısındaki toprak yoldan devam ederek Akkoy-Altınköy Sahili’ne ulaşıyor. Akkoy-Altınköy sahilindeki 
yazlıkların arasından geçerek çok sık bitki örtüsünün içine girip biraz yükseldikten sonra bir sonraki koya iniyoruz. Saat 14.30 sularında ismini bilmediğim çok güzel bir koyda denizin hemen kıyısında verdiğimiz öğle molasından sonra makilik alandaki traktör yolundan devam ederek Sn. Namık Kemal GÜLPINAR’ın ağılının 
olduğu koya ulaşıyoruz. Namık Kemal Bey’den koyun adının Akçasar olduğunu öğreniyoruz. Namık Kemal Bey’in ikiz torunlarının özgürce koşuşturarak babaları ile oynamalarını biraz seyredip fotoğrafladıktan sonra yürüyüşümüze devam ediyoruz. Enginar tarlalarının 
yanından geçerek önce Azmak Koyu’na daha sonra da asfalt yoldan devam ederek saat 17.36’da ulaştığımız Azmak Köprüsü’nde etkinliğimizi bitiriyoruz. Wikiloc’a göre bugün 13,62 km. yürümüşüz. Yukarıda da belirttiğim üzere Efes-Mimas 
(İyon) Yolu’nun en güzel rotalarından olan etabın kırmızı-beyaz boya ile yapılan işaretleri gayet iyi durumda. Birkaç kısa mesafe dışında Yarımada İzmir GPS verileri ile uyumlu. Mesafe-yön levhası ise sadece birkaç yerde var. Zorlu olmayan rota üzerinde çeşme 
yok. Genelde deniz kıyısında açık alanda yüründüğü için sıcak yaz aylarında yürünmemeli. Yürüyüş için Ekim-Nisan arası tercih edilmeli. Yürüyüş arkadaşlarım Sn. Muhammed KİRAZDİKEN ile Sn. Kemal TIRPAN’a bir kez daha çok teşekkür ederek yazımı bitiriyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK


Kasım Çelebi Camii ve Medresesi ile Airai Antik Kenti’nin de içinde olduğu Demircili-Azmak arası yürüyüşümüz ile ilgili fotoğrafları görmek için lütfen burayı tıklayınız.

Kasım Çelebi Camii ve Medresesi ile Airai Antik Kenti’nin de içinde olduğu Demircili-Azmak arası yürüyüşümüz ile ilgili video günlüğü görmek için lütfen burayı tıklayınız.


Kasım Çelebi Camii ve Medresesi ile Airai Antik Kenti’nin de içinde olduğu Demircili-Azmak arası yürüyüşümüz ile ilgili Relive krokisini görmek için lütfen aşağıyı tıklayınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder