04 Ocak 2020 cumartesi
günü yeni yılın ilk faaliyeti olarak
Efes-Mimas (İyon) Yolu’nda 34. etap Demircili (Airai)-Azmak arasını yürüdük.
Efes-Mimas
(İyon) Yolu’nun en güzel rotalarından olan bu etap ile 26.11.2016 tarihinde Seferihisar Azmak Köprüsü’nden başlayan Klazomenia (Urla)-
Karaburun ve Çeşme Yarımadaları’nın
tamamını (Kokar bölümü hariç) bitirmiş olduk. Böylece
05.11.2015’te Selçuk Artemis Tapınağı’nda başlayan Efes-Mimas (İyon) Yolu projesinde şu ana kadar toplam 599,18 km. yürümüş olduk, şükürler olsun. Kısmet olursa bundan sonraki hedefimiz Selçuk-
05.11.2015’te Selçuk Artemis Tapınağı’nda başlayan Efes-Mimas (İyon) Yolu projesinde şu ana kadar toplam 599,18 km. yürümüş olduk, şükürler olsun. Kısmet olursa bundan sonraki hedefimiz Selçuk-
Belevi-Keçi
Kalesi bölümlerini yürüyüp, projenin tamamını bitirmek. İzmir-Güzelbahçe-Yelki’de
saat 07.00 sularında simit-peynir-zeytin ile kahvaltımızı yaptıktan sonra etkinlik
bitiş noktası İzmir-Seferihisar-Azmak Köprüsü’ne aracımızın
birisini bırakmak üzere giderken yanından geçtiğimiz Seferihisar-Düzce
Köyü’nün
merkezine uğruyoruz. Çünkü burada Atatürk düşmanlarının
sıkıştıklarında dillerine doladıkları “…İzmir’de tarihi camiyi ahıra
çevirdiler…” söylemlerinin olduğunu iddia ettikleri Kasım Çelebi Camii
ve Medresesi bulunmakta. İşin aslı ise söyle; “Şimdi Düzce olarak anılan köyün eski adı
o dönemlerde Hereke. Heraklia
antik kentinin üzerinde kurulduğu için eski adının oradan geldiği rivayet
ediliyor. Osmanlı döneminde ise nüfusun % 60-70’i Rum. Yunan işgali sırasında
neredeyse hiç Türk kalmamış. 1922 yılında Yunanlılar denize dökülüp
Seferihisar’da kurtulduktan sonra harabe haldeki köye Türkler tekrar
geri dönüp
yerleşmeye başlamışlar. 20 Nisan 1936 tarihli Cumhuriyet
Gazetesi’nde İzmir Müze Müdürü’nün verdiği bilgilere göre yayınlanan
haberde; “Türk nüfusun seneler süren yokluğunda caminin insafsızca ahır
haline getirildiği, kütüphane ve medresesinin olduğu, kütüphanesinde eser
kalmadığı,
Evren oğullarından Kasım tarafından Osmanlı-Türk stilinde inşa edildiği,
üstündeki Arapça yazıya göre 641 yıllık olduğu, tahribata rağmen geriye kalan
kısmının muhafaza edilirse, kıymettir.” tespitleri yapılmış. Bu haber
üzerine işgal sırasındaki vandallık sonucu metruk haldeki
caminin
revakları temizlenip, minaresi onarılarak 1936 yılında ibadete
açılmış. İbadete açılmadan önce camii ve medresenin sadece antik ören
yerinden monte edilen sütun duvarları ayaktaymış.” (Kaynak: Sn. Yılmaz ÖZDİL’in http://www.hurriyet.com.tr/mustafa-kemal-camiyi-ahir-yapti-oyle-mi-20413966
yazısı.) Şu an Düzce
Mahallesi Camii olarak ibadete açık olan Kasım Çelebi Camii ve Medresesi’nden sonra caminin
biraz ilerisinde bulunan yine Selçuklu-Osmanlı Türk tarzındaki eski Hamam
kalıntısını da gezip görüyoruz. Daha sonra aracımızın birisini etkinlik bitiş
noktası Azmak Köprüsü’ne bırakıp diğer aracımız ile
yürüyüş başlangıç noktası Demircili Köyü Sahili’ne gelerek saat 10.00’da
yürümeye başlıyoruz. Öncelikle işaretli rotanın dışında olan Demircili
Köyü Sahili’nin tam karşısında dar bir boğaz ile anakaraya bağlı Airai Antik
Kenti’nin bulunduğu tepeye gidiyoruz.
Yarımada üzerinde bazı temel kalıntıları ile biraz da çanak çömlek
kırıklarından başka bir şey kalmamış maalesef. Deniz kıyısında olan tarihsel
kent kalıntılarının pek çoğunun başına gelen buranın da başına gelmiş
anlaşılan. (Hazır malzemenin diğer yapılarda kullanılmak üzere deniz yolu ile
taşınması.) Antik kentin tepesinden iki doğal limanı, Demircili Köyü ile
sahilini ve Sığacık Körfezi’ni seyredip
fotoğrafladıktan sonra geri dönüp rota
üzerinde yürümeye devam ediyoruz. Doğal nergis çiçekleri yeni yeni açarak 2019
yılında İzmir’de meydana gelen büyük yangının simsiyah ortamını beyaza boyamaya
başlamışlar. Demircili Köyü’nün Sığacık yönündeki Bodrum Koyu girişi, Deniz
Yıldızı restoran tarafından
kapatıldığı için tel örgünün kenarından sahile
girerek Antik Liman kalıntılarına
geliyoruz. Deniz kıyısındaki doğal kayanın düzleştirilerek merdiven ve havuz
şekline getirildiği bu tarihi yerde geçmişin ayak izlerine dokunuyoruz. Orman
yangınında yanan alanın tel örgüsü dışından devam ederek Antik Liman’ın
yanındaki
bâkir koya iniyoruz. Buradan da kırmızı-beyaz işaretli patika ile
makilik doğal örtü içinde biraz yükselip bir sonraki koya iniyoruz. Bu rota
üzerinde isimlerini bilmediğim üzerinde hiçbir yapılaşmanın olmadığı
birbirinden güzel birçok doğal koy bulunuyor. Resmen dantel gibi. Sığacık ve
Urla’ya bu kadar yakın yerde
bu kadar bâkir ve doğal koyların olması beni çok
mutlu ediyor. Umarım buraları koruyan yasal düzenlemeler sulandırılmaz ve bu
güzel koylar sonsuza kadar böyle doğal kalır. Daha sonra rotamız birbirinden
güzel doğal koyların kıyısındaki toprak yoldan devam ederek Akkoy-Altınköy Sahili’ne ulaşıyor. Akkoy-Altınköy
sahilindeki
yazlıkların arasından geçerek çok sık bitki örtüsünün içine girip
biraz yükseldikten sonra bir sonraki koya iniyoruz. Saat 14.30 sularında ismini
bilmediğim çok güzel bir koyda denizin hemen kıyısında verdiğimiz öğle
molasından sonra makilik alandaki traktör yolundan devam ederek Sn. Namık Kemal
GÜLPINAR’ın ağılının
olduğu koya ulaşıyoruz. Namık Kemal Bey’den koyun adının Akçasar olduğunu öğreniyoruz. Namık
Kemal Bey’in ikiz torunlarının özgürce koşuşturarak babaları ile oynamalarını
biraz seyredip fotoğrafladıktan sonra yürüyüşümüze devam ediyoruz. Enginar
tarlalarının
yanından geçerek önce Azmak
Koyu’na daha sonra da asfalt
yoldan devam ederek saat 17.36’da ulaştığımız Azmak Köprüsü’nde etkinliğimizi
bitiriyoruz. Wikiloc’a göre bugün 13,62
km. yürümüşüz. Yukarıda da belirttiğim üzere Efes-Mimas
(İyon) Yolu’nun en güzel rotalarından olan etabın kırmızı-beyaz boya ile yapılan
işaretleri gayet iyi durumda. Birkaç
kısa mesafe dışında Yarımada İzmir GPS verileri ile uyumlu. Mesafe-yön levhası ise sadece birkaç
yerde var. Zorlu olmayan rota
üzerinde çeşme
yok. Genelde deniz
kıyısında açık alanda yüründüğü için sıcak
yaz aylarında yürünmemeli.
Yürüyüş için Ekim-Nisan arası tercih
edilmeli. Yürüyüş arkadaşlarım Sn. Muhammed KİRAZDİKEN ile Sn. Kemal TIRPAN’a
bir kez daha çok teşekkür ederek yazımı bitiriyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK
Kasım
Çelebi Camii ve Medresesi ile Airai Antik Kenti’nin de içinde olduğu Demircili-Azmak arası yürüyüşümüz ile ilgili fotoğrafları görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Kasım
Çelebi Camii ve Medresesi ile Airai Antik Kenti’nin de içinde olduğu Demircili-Azmak arası yürüyüşümüz ile ilgili video günlüğü görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Kasım
Çelebi Camii ve Medresesi ile Airai Antik Kenti’nin de içinde olduğu Demircili-Azmak arası yürüyüşümüz ile ilgili Relive krokisini görmek için lütfen aşağıyı tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder