10-11 Mart 2018
tarihlerinde iki günlük etkinlik
olarak planladığımız EFES-MİMAS (İYON) YOLU yürüyüşü için tekrar Karaburun’a gidiyoruz.
Bu etkinliğimizde can oğlum Bahadır da bize katılıyor. Faaliyetimizin ilk günü (10.03.2018) 22. etap olarak Badembükü-
Denizgiren-Küçükbahçe-Çukurköy-Meli-Karareis arasını
yürüyeceğiz. Aracımızın birisini
etkinlik bitiş noktası olan Karareis’e 2 km. uzaklıktaki mesafe-yön levhasının yanına bırakıp, diğer aracımız ile Badembükü kahvesine geldiğimizde saat 09.30’u
etkinlik bitiş noktası olan Karareis’e 2 km. uzaklıktaki mesafe-yön levhasının yanına bırakıp, diğer aracımız ile Badembükü kahvesine geldiğimizde saat 09.30’u
buluyor. Kahve kapalı olduğu için
oyalanmayıp hemen yürümeye başlıyoruz. Önce Badembükü sahiline geliyoruz. Gerçekten bakir çok güzel bir koy.
Fotoğraflarımızı çektikten sonra sahilin güney batısında bulunan Maza Dağı’nda yükselmeye başlıyoruz.
Her yer yemyeşil. Tabiat, başta papatya olmak üzere rengarenk çiçek tarlasına
dönmüş. Aynen Ahmet Arif’in “Görüşmecim yeşil soğan göndermiş / Dağlarına bahar
gelmiş memleketimin” mısralarında olduğu gibi. Hava da pırıl pırıl güneşli,
15-16 derecelerde. Yani tam bir
yürüyüş havası. Maza Dağı’ndan, hiçbir
yapılaşmanın olmadığı muhteşem Kavaklı
Koyu’na iniyoruz. Oradan Çullu Dağı’na
çıkıp bir başka muhteşem koy olan yörede Çullu
Yalısı da denen Çullu Plajı’na
geliyoruz. Plajın sonunda bulunan prefabrik evin solundaki toprak
yolda kısa
bir yürüyüşten sonra geniş stabilize
yola gelince sağa dönüyoruz. Sert
zemin stabilize yolda yaklaşık 5-6
km. yürüdükten sonra kil ocağının
yanından devam ederek Karaburun-Küçükbahçe asfaltından karşıya geçiyoruz. Tel
ile çevrili bahçenin
kenarından önce su
deposuna, sonra da asfalt yolu tekrar karşıya geçip alçak bitki örtüsü ile
kaplı sırtta, Denizgiren, masmavi Ege Denizi ve Sakız Adası manzarası eşliğinde inişe başlıyoruz. Bu güzel manzarayı,
birbirinden güzel koyların hemen önünde
bulunan balık çiftlikleri bozuyor. Kıyısında küçük bir iskele ile 6-7 balıkçı kayığı olan Denizgiren’in ilk koyunu geçip Kalaycı Tepesi’ne çıkıyoruz. Manzara gerçekten çok güzel. Tolos
plajı-Denizgiren plajı olarak da bilinen Küçükbahçe
halk plajına doğru inişe
geçtiğimizde onlarca balıkçı görüyoruz. Balık çiftliklerinden kaçan balıkları yakalamak için önce denize balık yemi atıp sonra oltaları ile üçer-dörder avlıyorlarmış. Sahilin taşlı kumsalında yürümeye devam ederek azmağın önünden geçtikten sonra sola dönüp
Denizgiren meydanına ulaşıyoruz. Saat 13.10 olmuş. Meydandaki
kahvede yarım saat kadar öğle molası veriyoruz. Yürüyüşümüzün deniz kıyısında
olan kısmı böylece bitiyor. Denizgiren’den çıkıp asfalt anayol kavşağından sola dönerek 100 metre kadar gittikten
sonra sağa dönüp bahçe kenarındaki
toprak yoldan devam ediyoruz. Ağaçlar kartopu gibi çiçeklenmiş. Patika, yemyeşil
çimenlerin otların içinden çıkmış rengarenk çiçeklerin arasında devam ediyor.
Beton su kanalı duvarının üzerinden kanalın sonuna kadar
gittikten sonra zeytin
bahçeleri arasındaki cılız derenin
şırıltısı eşliğinde Küçükbahçe
Köyü’ne doğru ağır ağır yükseliyoruz. Köyün eski taş evleri yıkılmaya yüz
tutmuş. Yeni yapılan beton evlerde oturanlar var ama çoğunlukla köylüler
aşağıya, Denizgiren’e göçmüşler. İlkokulu da
metruk hale gelmiş. Küçükbahçe’nin
yaklaşık 700-800 metre üst tarafında bulunan Çukurköy’ün insanları da aşağıya göçmüşler. Halen akan köy
çeşmesinde su içip şişelerimizi doldurduktan sonra birkaç asırlık devasa çam
ağacının yanından yükselerek Çukurköy’ün üst
tarafındaki kayalıklarda kısa bir
manzara molası veriyoruz. Yemyeşil bir doğada önde Çukurköy, biraz ötesinde
Küçükbahçe Köyü aşağıda Denizgiren Sahili ile masmavi Ege Denizi ve Sakız
Adası. Rüya gibi, masal gibi çok güzel müthiş bir tablo. Ege Denizi’nden gelen
ılık bahar havasını muhteşem manzara eşliğinde ciğerlerimize defalarca
çektikten sonra Yaylaköy asfaltına
kadar yükselmeye devam ediyoruz. Asfaltı karşıya geçip 1.212 m. yüksekliğindeki
Akdağ (Mimas Dağı) manzarası eşliğinde, soldaki
orman yolunda
ilerlemeye devam ediyoruz. Efes-Mimas Yolu’na isim babalığı yapan
Akdağ zirvesine 21.05.2017 tarihinde zirvesine çıkmıştık. Orman Yolu tekrar Yaylaköy asfaltına geliyor.
Yaklaşık bir km. kadar asfalt yolda
yürüyüp Akdağ Yangın Gözetleme Kulesi
levhasının
yanından orman yoluna
girerek 381 metre rakımdaki kuleye ulaşıyoruz. Kule binasının üzerinden 360
derece manzara keyfinden sonra verdiğimiz kısa çay molası çok iyi geliyor. Daha
sonra yangın atlama yollarından oldukça dik inişler yapa yapa Karareis’e doğru
yürümeye devam ediyoruz. Büyük bir ağılın yanından sağa dönerek geniş stabilize orman
yolunda devam edip mübadele ile terkedilmiş Meli Köyü’ne vardığımızda saat 18.00 olmuş. Karareis sahiline
yaklaşık 3 km. mesafede tepede olan
Meli Köyü’ndeki bazı evler restore edilmiş.
Buraya kadar çok güzel yenilenmiş kırmızı-beyaz
boyama köy çeşmesinin alt tarafında bitiyor. GPS verileri köyün solundan devam ettiği için biz GPS kayıtlarına göre inişe devam ediyoruz. Beton tesisin
yanındaki ağılın kenarından düzlük alana inip
arabamızın yanına gelerek saat
18.30’da ilk günkü etkinliğimizi
sonlandırıyoruz. Mesafe-yön levhasında etkinlik bitiş fotoğrafını çekildikten
sonra aracımız ile önce 2 km.
uzaklıktaki Karareis sahiline sonra da
diğer aracımızı almak üzere etkinlik başlangıç noktası
Badembükü’ne gidiyoruz. Wikiloc’a
göre bugün deniz seviyesinden 424
m.ye çıkıp tekrar deniz seviyesine inerken toplam 26,14 km. yürümüşüz. Yarımada İzmir projesi GPS verileri ve kırmızı-beyaz
işaretler eşliğinde keşif duygusu içinde ilk defa yürüdüğümüz bu
etap,
uzunluğu dışında çok zorlu olmayan, Efes-Mimas (İyon)
Yolu’nun en güzel etaplarından
birisi. Badembükü-Denizgiren arası bazen kıyıda, bazen denizin kenarındaki
tepede, bazen de dik falez kenarlarında devam ediyor. Denizgiren-Karareis arası
ise müthiş manzaralar eşliğinde eski terkedilmiş köyler içinde devam ediyor. Kırmızı-beyaz boyama abartılı bir
şekilde yenilenmiş. Mesafe-yön levhası bolca var. Çukurköy’deki çeşme dışında su yok. Meli Köyü’ne kadar GPS verileri ile kırmızı-beyaz işaretler
gayet uyumlu.
Meli Köyü çıkışında GPS verileri soldan
devam ediyor. 3-4 yerde keçi ağılı yakınından geçildiği için çoban köpeklerine dikkat edilmeli. Çok sıcak havalarda yürümek zor olabilir. Badembükü’nden 2.
aracımızı da aldıktan sonra akşam kalacağımız
Aydeniz Pansiyon’a geldiğimizde saat 20.30’u buluyor. Tolos plajı-Denizgiren
plajı olarak da bilinen Küçükbahçe halk plajının kıyısında büyükçe bir bahçe
içinde olan Aydeniz Pansiyon (0 232 734 0237 – 734 0245 - 0 533 347 2361)
tertemiz ağaç bungalovlardan oluşan
bir
aile işletmesi. Erol bey, eşi ve kızı tarafından işletiliyor. Sezonun ilk
müşterileri olduğumuzdan yaşanan küçük aksilikleri gidermek için Erol Bey çok
çaba gösteriyor. Izgara balık, mezeler ve bahçede
özgürce dolaşan tavuk yumurtaları ile ev yapımı ürünlerden oluşan kahvaltı için Aydeniz ailesine çok
teşekkür ediyorum. Sezonun kapalı
olduğu kış döneminde telefon edilmeden gidilmemeli.
Yürüyüş
arkadaşlarım Sn. Muhammed KİRAZDİKEN ile Sn. Kemal TIRPAN’a ve bu yürüyüşte
bize katılan can oğlum Bahadır YÖRÜK’e bir kez daha çok teşekkür ederek yazımı
bitiriyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK
EFES-MİMAS (İYON) YOLU 22. etabı Badembükü-Denizgiren-Küçükbahçe-Çukurköy-Meli-Karareis arası fotoğraflarını görmek için burayı tıklayınız.
EFES-MİMAS (İYON) YOLU 22. etabı Badembükü-Denizgiren-Küçükbahçe-Çukurköy-Meli-Karareis arası videosunu görmek için burayı tıklayınız.
07 Ekim 2018 Pazar günü İzmir'imizin en bakir bölgesi Karaburun Eski Sazak-Badembükü-Denizgiren arasında İon Grubu ile yaptığımız yürüyüşün fotoğraflarını görmek isterseniz lütfen burayı tıklayınız.
07 Ekim 2018 Pazar günü İzmir'imizin en bakir bölgesi Karaburun Eski Sazak-Badembükü-Denizgiren arasında İon Grubu ile yaptığımız yürüyüşün videosunu görmek isterseniz lütfen burayı tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder