15 Ocak 2018 Pazartesi

KARYA (Karia) YOLU - 20. Etabı - Muğla Çevresi Bölümü (2) - (Ula Göleti-Yeniköy-Karabağlar-Muğla-Değirmendere Kanyonu-Masa Dağı-Muğla-İkizce-Kozağaç Arası)

06-07 Ocak 2018 tarihlerinde Muğla Çevresi Bölümü’nün 2. etabı olan Ula Göleti-Yeniköy-Karabağlar-Muğla-Değirmendere Kanyonu-Masa Dağı-Muğla-İkizce-Kozağaç arasını yürümek üzere, Sn. Zeki VAROL rehberliğinde, Karya Yolu sevdalısı 
40 arkadaş, cumartesi sabaha karşı Muğla’ya hareket ediyoruz. Yürümeye başlamadan önce, Osmanlı
İmparatorluğu’nun son dönemlerinde hayatını arkeolojik ve kültürel değerlerin korunmasına adamış, 1884 yılında Asarı Atika Nizamnamesi’ni (Eski Eserler 
Kanunu) çıkartarak, eski eserlerin devlet malı sayılmasını sağlayıp, bunların yurt dışına çıkarılmasının önlenmesi konusunda büyük mücadele vermiş, ilk Türk Müzecisi Osman Hamdi Bey’in, ilk kazısını yaptığı Lagina Ören Yeri ile bugün müze haline getirilmiş  
kazı sırasında kullandığı evi gezip göreceğiz. Saat 09.30 sularında geldiğimiz Yatağan’ın Turgut Köyü’nde bulunan Lagina Hekate Tapınağı,  Anadolu'ya özgü Karya kökenli bir tanrı olan, Zeus tarafından diğer tanrılardan üstün tutularak karalarda,  
denizlerdeyeraltında ve göklerde yetki verildiği için çok yönlü tanrıça Hekate’ye adanmış.  11 km. uzağında bulunan Stratonikeia kentinin kutsal alanı olarak inşa edilmiş. Hekate kutsal alanında tanrıça için birçok tören düzenlenmesinin yanında, 4 yılda bir  
düzenlenen elinde anahtar taşıyan genç bir kızKleidophoros” bulunan tören alayı, anahtarı Stratonikeia Antik Kenti’nden Lagina’ya kadar kutsal yoldan yürüyerek getirirmiş. Bu tören, hem tanrıçanın yeraltı dünyasının anahtarını elinde tuttuğunun, hem de bu dini merkezin Stratonikeia’ya
bağlılığının bir göstergesiymiş. Osman Hamdi Bey tarafından kazılarda çıkarılan eserler develer ve kağnılar ile Güllük Limanı’na taşınarak gemilerle İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürülmüş. Yoğun sis altında oldukça serin bir havada 45-50 dakika kadar 
gezdiğimiz Lagina Hekate Tapınağı’ndan kısa bir yürüyüş ile 10.30 sıralarında Osman Hamdi Bey Evi Müzesi’ne geçiyoruz. Lagina Ören Yeri kazıları esnasında iki yıl kaldığı ahşap konağın restorasyonu, çok güzel yapılmış. Başta “Kaplumbağa Terbiyecisi”
olmak üzere, Osman Hamdi Bey’in yağlı boya eserlerinin birer kopyasının (röprodüksiyon) sergilendiği, şirin Ege evinden ayrılarak yürüyüş başlangıç noktamız olan Ula Göleti girişine 11.50'de gelip, Muğla Çevresi Bölümü (2) etkinliğimize başlıyoruz. Muğla Çevresi Bölümü (1)
etkinliği olarak Akyaka-Ula Göleti arasını 30.10.2015 tarihinde yürümüştük. Bir süre Ula Göleti kıyısındaki yolda devam eden yürüyüşümüz önce, son yağmurlar ile akmaya başlamış küçük derenin şırıltısı eşliğinde çam ormanı içindeki patikada yükselerek, 
sonra da yangın atlama yolundan Yeniköy-Karabağlar Yaylası’na inişe geçerek devam ediyor. Bildiğiniz gibi ülkemizde yaylalar genellikle yerleşim yerlerinden daha yükseklerde olur. Çünkü sıcaklar bastırdığında daha serin yerler, daha yüksek bölgelerdir.
Karabağlar Yaylası’nda ise tam tersi bir durum varmış. 670 m. yükseklikteki Muğla’dan daha aşağıda olan Karabağlar Yaylası yazın Muğla’ya göre daha serin oluyormuş. Son yağmurlar ile sular altında kalan çamurlu yayla yollarında yürüyerek yaylanın 
bir başından öbür başına geçiyoruz. 16.30 sularında da Muğla evlerinin başladığı şehrin kıyısında ilk gün yürüyüşümüzü bitirip otobüsümüz ile akşam kalacağımız Akyaka’ya hareket ediyoruz. Wikiloc’a göre bugün 630 m.den 795 m.ye çıkıp 606 m.ye inerken 
16,18 km. yürümüşüz. Ula Göleti-Yeniköy-Karabağlar-Muğla arası zorlu olmamasına rağmen çok sevimli bir etap değil. Ula Göleti’nin üst tarafındaki kısa çam ormanı içindeki çıkış dışında, genellikle asfalt ve toprak yollarda yürünüyor. Karabağlar Yaylası içindeki yollar 
yağmurlu havalarda, diz hizasında çamurlu su altında kaldığı için önlem alınmalı. Solmaya başlamış kırmızı-beyaz işaretleri ara ara gördüm. Mesafe-yön levhası sadece Karabağlar Yaylası’nda var. Çeşme görmedim. Akyaka’da akşam kaldığımız Azmak’ın 
hemen kıyısındaki Tatil Apart gayet temiz ve güzel bir tesis. (0 252 243 5470 – 0 542 837 1842) 07.01.2018 Pazar sabahı 08.00 sıralarında Tatil Apart’ın bahçesinde yaptığımız yaş günü kutlamasından sonra yürüyüş başlangıç noktamız olan Muğla’ya hareket edip, 
09.00 sularında Cumhuriyet Meydanı’nda ikinci gün yürüyüşümüze başlıyoruz. Kurşunlu Camii, Koca Han İnsan Hakları Parkı, Saat Kulesi, Yörük Obaları Derneği, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezi, Zahire Pazarı, Şahidi Camii ile halen 
yaşayan küçük küçük onlarca otantik dükkanın bulunduğu daracık sokaklarda yürüyüp şehrin sınırında, Masa Dağı’nın sağ tarafındaki Saburhane Bölgesi’nin sonundan Değirmendere Kanyonu’na giriyoruz. Kanyon girişine “Karia Yolu Muğla Başlangıç 
Noktası” tabelası konulmuş. Çok güzel bir tabela olmuş bence. Sonuna yaklaştığımız 800 km.lik Karya Yolu yürüyüşlerimizin herhangi bir yerinde bu tabelaların olmamasının eksikliğini hissetmiştim hep. Likya Yolu başlangıç ve bitiş tabelalarında olduğu gibi Karia 
Yolu başlangıç ve bitiş tabelaları da 7 Bölge'ye konulmalı diye düşünüyorum. Değirmendere Kanyonu, Muğla’nın hemen yakınında bulunan çok güzel bir tabiat alanı. Eski bir su değirmeni olduğunu düşündüğüm yıkık taş yapının yanından geçerek 
yaklaşık 4-5 km. sonra şelale-kazan denilen mevkie yaklaştıkça küçük küçük büvetlerde (havuz) suyu görüyoruz. Derede fazla su yok. Şelale-kazan mevkiinde sarı uzun otlardan damlayan-sızan sular altında, yaklaşık 50-60 metrelik yan duvar geçişi yaparak kanyonun  
diğer tarafından Muğla şehir merkezine doğru dönüşe geçiyoruz. Değirmendere Kanyonu, şelale bölgesine gidiş-geliş 8, bizim yaptığımız gibi yan duvar geçişi yaparak Masa Dağı tarafından dönüş yaklaşık 9-10 km. civarında. Mobolla Kalesi’nin yanından devam  
ederek, üstünün masa gibi düz olmasından dolayı halk arasında Masa Dağı denilen Asar Dağı-Hisar Tepe’den Muğla’yı kuşbaşı seyredip şehir merkezine iniyoruz. Kadir Usta’nın Yeri’nde meşhur Muğla köftesini yedikten sonra Masa Dağı’nın bu sefer
sol tarafındaki vadiden yükselmeye başlayarak önce İkizce Köyü’ne ulaşıyoruz. Köy çıkışından sonra oldukça yüksek, dikenli pıynar ağaçları, sonra da çam ormanı içinde devam eden yürüyüşümüzü 17.10'da Kozağaç köy kahvesinde bitiriyoruz.   
Wikiloc’a göre bugün 714 m.den 1.035 m.ye çıkıp 731 m.ye indikten sonra, tekrar 1.108 m.ye çıkıp 980 m.ye inerken toplam 24,97 km. yürümüşüz. Dünkü sevimsiz rotadan sonra bugünkü Muğla-Değirmendere Kanyonu-Masa Dağı-Muğla-İkizce-Kozağaç arası bizlere ilaç gibi geliyor.
Biraz uzun olmasına rağmen zorlu olmayan, çok güzel bir rota. Değirmendere Kanyonu yan duvar geçişine dikkat edilmeli. Değirmendere Kanyonu ile Masa dağı arasında 3-4 tane çeşme var. Rotanın diğer kısımlarında çeşme görmedim. Solmaya başlamış 
kırmızı-beyaz işaretler az da olsa var. Mesafe-Yön levhası İkizce Köyü dışında yok. Böylece 2 günde toplam 41,15 km. tamamlanmasına 1 etap kalan Karya (Karia) Yolu’nda da şu ana kadar toplam 789,85 km. yürümüş olduk. 27.04.2013 yılında 
başlayan Karya (Karia) rüyamız maalesef bitmek üzere. Biz’lere, bu güzel rüyayı yaşatan masal kahramanımız Sn. Zeki VAROL en başta olmak üzere, milli artçımız Sn. Refik KIZILATA ile yürüyüşçü 40 arkadaşıma ve kaptanımız Ahmet Bey’e çok ama çok teşekkür ederek yazımı bitiriyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK


KARYA(Karia) YOLU - 20. Etabı - Muğla Çevresi Bölümü(2) fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.

KARYA(Karia) YOLU - 20. Etabı - Muğla Çevresi Bölümü(2) videosunu görmek için lütfen burayı tıklayınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder