1 Aralık 2009 Salı

KEÇİ KALESİ - Belevi-Selçuk/İZMİR

İzmir’den Selçuk yönüne giderken veya güney sahillerinden İzmir’e dönerken sırtını mavi gökyüzüne dayamış yalnız ve suskun Keçi Kalesi’ne gözü takılmayan yoktur sanırım. 16.05.2010 tarihinde, 17 yıl sonra tekrar gittiğim Keçi Kalesi, İzmir`in Selçuk ilçesinin Belevi mevkisinde bulunmaktadır. İlk defa 28.02.1993 yılında çıktığım
kale, geçen zaman içinde maalesef define avcıları ve doğa koşullarının olumsuz etkileri sonucu biraz
daha yıkılmış. Selçuk’a 9 km., Belevi’ye 2 km. mesafede, Belevi Köyü’nün tam karşısındaki Alaman Dağı’nın 300 m.lik zirvesinde bulunan Keçi Kalesi, kuzeyden gelip güneye giden İzmir-Tire-Selçuk (Ayasuluk) yolunun
Küçük Menderes ovasını geçerek çatal yaptığı, kavşak noktasındadır. Stratejik bir konumda bulunan kale, Helenistik dönemde (MÖ.300-MS.20) yapılmış, daha sonra Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır. Menderes Ovası’na hakim bir noktada Sardes yolunu kontrol altında tutan bir
gözetleme ve kontrol kalesi niteliğindedir. Sardes ticaret yoluna gözcülük amacıyla ve Selçuk Kalesi’ne kuzeyden gelecek saldırıları önceden görüp haber vermek için kullanılmıştır. Kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılan kalede yer yer moloz taş ve tuğla da kullanılmıştır. Duvar örgüsünde Bizans döneminde kireç 
harcı kullanılmıştır. Duvarları kireç taşlarının yontulması ile oluşturulsa da dayanıklılığı arttırması açısından sertleştirilmiş kireç harcı dökülmüştür Kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir. Batı yüzünün iki köşesinde yuvarlak sur, doğu yüzünün iki köşesinde ise kare sur yükselmektedir. Daha doğrusu
bunlardan sadece yuvarlak surlar ayakta kalabilmiştir. İç kalenin kuzeyinde depolar bulunmaktadır. Kalenin kuzeydoğusunda yaklaşık 1 km. mesafede bulunan su sarnıçları da maalesef yıkık durumdadır. Tarihte bir türlü fethedilemeyen kale olarak bilinen Keçi Kale'si, dahiyane bir fikir sayesinde hiç kan dökülmeden 
kolayca zapt edilmiş. O güne dek kuşatılıp bir türlü zapt edilemeyen kale için gece olması beklenmiş. Çevreden toplanan binlerce keçinin boynuzlarına şamdanlı fenerler bağlanıp kaleye doğru yamaca sürülmüş. Kale görevlileri gece karanlığında kendilerine doğru gelen keçi sürüsünü kalabalık bir ordu
zannederek kaleyi terk edip, arka kapısından kaçınca kale kolayca zapt edilmiş. Bu nedenle keçiler sayesinde alınan bu kaleye de, Keçi Kalesi ismi verilmiş. Kaynaklardan kesin bilgi edinilememesine rağmen, Türk akıncılarına karşı savunma amaçlı olması da olası. Bildiğiniz gibi tüm kaleler fethedilmeleri için yapılır. Keçi Kalesi’de
önce Timur’un orduları, sonra Aydınoğulları ve en sonunda da 1426 yılında Osmanlılar tarafından fethedilmiş. 18. yüzyıl sonuna kadar küçük bir garnizon olarak kalmış ve 19. yüzyıl başlarında da terk edilmiştir. Keçi Kalesi`nin bir an önce koruma altına alınarak, kurtarılması gerekmektedir. Aslına uygun bir şekilde
restore edilse, ışıklandırılsa, antik patika yolu iyi bir düzenleme ile canlandırılsa, küçük otantik kafe yapılsa turistler için vazgeçilmez bir yer olabilir. Güneşin batışı, güneşin doğuşu turları düzenlenebilir. Küçük Menderes nehrinin alüvyonları ile oluşan Menderes Ovası'nın yukarıdan manzarası karşısında çay içerken, Ege Denizi’nin taa buralara kadar geldiğini, Belevi Gölü ile
bağlantısını hayal etmekte sizlere kalmış. Bu etkinliğin sonundaki lezzet durağım ise, hemen Keçi Kalesi’nin eteğinde, Selçuk Belevi yol ayrımında bulunan Kayakurt Dinlenme Tesisleri oldu. (0 232 8976200) Oldukça sıcak bir günün sonunda, rengarenk çiçekler ile düzenlenmiş bahçesinde, püfür püfür esen rüzgarın serinliğinde, çöp şiş ve ayran çok iyi geldi.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK


Keçi Kalesi fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.


Not: Bu yazı hazırlanırken, Atlas dergisi, selcuk.gov.tr, belevi.gov.tr adreslerinde yararlanılmıştır.

6 yorum:

  1. Ayhan Abi keçi kalesini çok iyi anlatmışsın.bu faliyette gelemedim ama.daha önce çıkmıştım kaleye.tamamen size katılıyorum.saygılar
    birol sağın

    YanıtlaSil
  2. Pınar Walter

    Ayhan Bey,
    Esimle cok keyif alarak izledik Keci Kalesi fotolarini, cunku ben yillarca yaz tatilimi Kusadasinda gecirdim Edremitten Kusadasina her geliste gorurdum ve yillardir esim de o kaleye cikmak ister, eger varsa sizinle o kaleye cikan rehberin telefonunu, benimle paylasirsaniz bir daha ki seneye geldigimizde ben de ayarlamayi yapip esimin o tepeye cikmasini istiyorum yasgunu hediyesi olarak... :-)Kayayurt tesislerinde Ayse ve Ozcan Hanim cok yardimci olmuslardi gecen sene, biz de durup sormustuk kendilerine ama kizimizin ani rahatsizligi pek istek birakmadi dolayisiyla esim gerceklestiremedi bu istedgini gecen sene ...Birden sayenizde gecen seneye dondum, fakat ne kadar bakimsiz birakilmis buralarda o guzelliklerin yuzde biri bile yok ama nasil bakimli eskitarihi yerler ve biz yok etmeye calisiyoruz o guzellikleri,insan uzuluyor...
    17.05.2010 19.37

    YanıtlaSil
  3. bitişik yazılması gereken "ki"leri ayırmışsınız; yazınızı dikkate alamadım ne yazık ki. (örnek; "sonundaki" şeklinde yazılması gerekirken "sonunda ki" olarak yazılmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uyarınız için teşekkür ederim. Düzeltmeleri yaptım. Eleştiri ve önerilerinizi yaparken ad ve soyadınızı belirtirseniz daha da mutlu olurdum.

      Sil
  4. Sayın Yörük, Keçi Kalesi hakkındaki güzel yazınızı geç de olsa okudum. Özellikle sonunda kale ile ilgili önerilerinize aynen katılıyorum. Ben de benzeri öneriyi üç yıl önce Selçuk ve İzmir Büyükşehir Belediyelerine yapmıştım. Selçuk Belediyesi iyi niyetle karşıladı ama tabii bir uygulama yok, İzmir ise nedendir bilinmez topu Kültür Bakanlığına attı hemen. Bu kadar duyarsız olmamamalılar. Ben de oranın hep restore edildikten sonra gece ışıklandırıldığında alacağı muhteşem manzarayı hayal etmişimdir.Niye olmasın! Çok zor da değildir şimdiki olanaklarla değil mi?
    saygı ve selamlar.
    Sencer Tümer, Çiğli-İzmir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aklın yolu bir Sencer Bey. İleride bunlar yapılacaktır. Ömrümüz yeterse bizlerde görürüz inşaallah. Tabii Keçi Kalesi kalırsa!
      Saygılarımla.
      Ayhan YÖRÜK

      Sil