KARYA'dan LİKYA'ya yürüyüşlerimizin üçüncüsünü, Sn. Zeki VAROL rehberliğinde 36
arkadaş ile 11-12 Ocak 2020
tarihlerinde gerçekleştirdik. Olympos
Dağcılık İzmir Şb.nin proğramlı etkinliği olan faaliyetimizde 1. gün (11.01.2020) Muğla’nın
Marmaris ilçesine bağlı Bayır Köyü’nün Osmaniye Mahalllesi yakınlarında bulunan EREN
DAĞI’nın zirvesine çıktık. 2. Gün ise (12.01.2020) yine Muğla’nın Köyceğiz ilçesine bağlı KARABÖRTLEN ile DÖĞÜŞBELEN köyleri arasında NAMNAM Çayı’nın serin suları içinde bol sulu bir faaliyet yaptık.
DAĞI’nın zirvesine çıktık. 2. Gün ise (12.01.2020) yine Muğla’nın Köyceğiz ilçesine bağlı KARABÖRTLEN ile DÖĞÜŞBELEN köyleri arasında NAMNAM Çayı’nın serin suları içinde bol sulu bir faaliyet yaptık.
Özellikle
sabahları hava sıcaklığının 2-3, öğleden sonra ise 10-12 derecelere çıktığı bir
sıcaklıkta, yemyeşil bir doğanın içinde, pırıl pırıl açık bir havada geçen rüya
gibi 2 gün için Sn. Zeki VAROL’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Etkinliğimizin 1. günü (11.01.2020)
sabahı saat 07.00
sularında Bayır’ın Osmaniye mahallesinde bulunan Yakup’un Yeri’ne geldiğimizde
ortalık daha aydınlanmamıştı. Kahvaltı ve gözleme yeni yeni hazırlanıyordu. Bunun
üzerine bir kısmımız otobüste, diğer kısmımız da kuzinelerin
başında uyuklamaya
devam ediyoruz. Saat 08.00’e doğru kahvaltımızı yapıp 08.30 gibi yürümeye
başlıyoruz. Hava sıcaklığı yukarıda da yazdığım gibi 2-3 derecelerde. Yerler
bembeyaz kırağı. Osmaniye beldesindeki kırmızı kiremit çatılı evlerin otantik Muğla
bacalarından göğe yükselen dumanlar beni masal kitaplarına
götürüyor. Çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Yurdumuzun büyük bir bölümü ağır
kış şartları altında donarken bizler yaklaşık 3-3,5 saatlik bir yolculukla
masallardaki gibi bir ortamda, bahar
havasında faaliyet yapıyoruz. 30-40 m.lik
asırlık sarıçam ormanının ortasından geçen asfalt yolun iki tarafı yemyeşil
çimen. Tablo gibi. 4-5 km.lik asfalt bölüm sonunda tam patikaya gireceğimiz
sırada arkamızda gelen Jandarma bizleri durdurarak kim olduğumuzu
nereye
gittiğimizi soruyor. Herhalde köyün içinden grup halinde geçerken birileri bizi
kaçak göçmenler sanıp Jandarmaya haber verdi diye düşünüyoruz. Çünkü son
yıllarda Ege kıyılarında yaptığımız faaliyetlerde bu durum ara ara başımıza
geliyor. Durum anlaşıldıktan sonra
Eren Dağı çıkışımıza devam ediyoruz.
Yükseldikçe Orhaniye Kız Kumu, Hisarönü
Körfezi, Selimiye, İçmeler, Marmaris, Gökova Körfezi, Datça Yarımadası, Sandras
Dağı, Akdağ ve Yunan Adaları
ayaklarımızın altına sere serpe seriliyor. Pırıl
pırıl güneşli açık havada
sevgili Şule’nin klasikleşen kekini yiyerek yer yer çarşak kayalıklarda yer
yer kayalık bölümlerde kaya tırmanışı ile gerçekleşen zorlu çıkışımız
zirvede tam bir keyfe dönüşüyor. 12.05’te ulaştığımız wikiloc’a göre 856 m.lik Eren Dağı’nın
zirvesinde
ise manzarayı tarif etmek gerçekten zor. 360 derece tablo gibi. Bizlerde bu
doyumsuz tablonun birer parçası oluyoruz. Zirvede 5-6 arkadaşımızın doğum
gününü kutlayıp bir saate yakın moladan sonra saat 13.00’de inişe geçiyoruz. İnişi
daha da dikkatli yapmak
zorundayız. Bir ara keçiler üzerimize taş düşürüyorlar.
Sonuçta bu zorlu çıkış ve inişi kazasız belasız saat 15.54’te
tamamlayıp aracımız ile akşam kalacağımız Akyaka’ya
hareket ediyoruz. Wikiloc’a göre bugün maksimum 856 m.ye çıkıp inerken toplam 14,32
km.
yürümüşüz. Oldukça zorlu ciddi kaya
tırmanışı ve çarşak bölümleri
olan Eren Dağı zirve tırmanışı rotasında kırmızı-beyaz
işaretleme bulunmuyor. Osmaniye Köyü’nden çıkıldıktan sonra su-çeşme de yok. Kayalar kaygan hale geleceğinden yağmurlu
havalarda çıkılmamalı.
Ya GPS kayıtları ile ya da rehber alınarak çıkılmalı. Saat 17.00
sularında geldiğimiz Akyaka’da Keramos Apart otelimize çantalarımızı
bıraktıktan sonra önce Azmak kıyısında yürüyüş yapıyoruz. Sonra da Akyaka
sahilinde güneşi
batırdıktan sonra otelimize geçip dinlenmeye geçiyoruz. Temiz
odaları ve sıcak ilgilerinden memnun kaldığımız Keramos Apart Oteli (0541 643 2288) gönül rahatlığıyla herkese tavsiye
ediyorum. Etkinliğimizin 2. günü
(12.01.2020) sabahı saat 09.10’da Muğla’nın
Köyceğiz İlçesine bağlı KARABÖRTLEN
Köyü ile KABAGÜNLÜK Köyü arasındaki
sapakta aracımızdan inip yürümeye başlıyoruz. Yine kırmızı kiremit çatılı
otantik Muğla bacalarından dumanlar tüten güzel bir Ege köyü Kabagünlük’ün içinden geçiyoruz. Saat
09.36,
dakika bir gol bir. Kenarına geldiğimiz Sandras Dağı’ndan doğan NAMNAM
Çayı coşmuş, suyu çoğalmış. Botları çıkarmadan geçilecek gibi değil. Botları
çıkarıp Namnam Çayı’na bir giriyoruz, pir giriyoruz. Karşıya geçip botları giyiyoruz.
Biraz gittikten sonra
Namnam Çayı’nı tekrar karşıya geçebilmek için hooop botları
çıkarıyoruz. Geçtikten sonra hooop giyiyoruz. Bu durum bütün gün devam ediyor.
Onlarca defa botları çıkarıp giyiyoruz. Normalde bugünkü hedefimiz programa
göre Köyceğiz Gölü. Ancak bot çıkarıp bot
giymek bizlere çok zaman
kaybettiriyor. O yüzden saat 14.45’te ulaştığımız DÖĞÜŞBELEN Köyü’nde etkinliğimizi bitiriyoruz. Yoksa İzmir’e
dönüşte çok geç kalacağız. Wikiloc’a göre bugün 11,84 km. yürümüşüz. Böylece 2
günün sonunda Wikiloc’a göre toplam
26,16
km. yürümüş oluyoruz. Zorlu olmayan KARABÖRTLEN-DÖĞÜŞBELEN
arasında NAMNAM Çayı’nın suları eğer
yazın kesilmiyorsa sıcak yaz günleri
için ideal bir parkur olabilir. Çünkü
rotanın tamamı 30-40 m.lik asırlık günlük
ve çam ağaçlarının
altında ve Namnam
Çayı’nın içinde geçiyor. Dalyan Turizm Kültür ve Çevre Koruma Derneği Ecotrails’in kırmızı-beyaz boyalar ile yaptığı işaretleme, çok çok iyi. İki
yerde de mesafe-yön levhası
bulunuyor. Bütün gün Namnam Çayı’nın içinde, kenarında
olunmasına karşın köyler
dışında çeşme-su yok. Sel riskinin
olacağı yağmurlu günler ve sonrasında bu parkurda yürünmemeli. Tırlar ile narenciye
sevkiyatı yapılan Döğüşbelen köy
kahvesinde biraz dinlenip köylülerden portakal-limon aldıktan sonra etkinlik
sonu
yemeğimizi yemek üzere aracımız ile Muğla’nın Ula İlçesi Çiçekli Köyü
yakınlarında bulunan Radyocu Kemal’in
Yeri’ne gidiyoruz. (0252 242 3573 – 0537 558 8277) Muğla usulü ekşili tavuk, yoğutlama, salata ve peynir
tatlısı ile hem gözlerimiz hem de
midelerimiz bayram ediyor. Yolu buralara düşen herkese kesinlikle tavsiye
ediyorum. “Karnı doyan insanın gözü kapıda olurmuş.” Atasözünde olduğu gibi
bizlerde karnımız doyduktan sonra İzmir’e dönüşe geçerek bir
faaliyeti daha
bitiriyoruz. Bir kez daha en başta Sn. Zeki VAROL başta olmak üzere katılımcı
36 arkadaşa ve kaptanımız Cevdet Bey’e çok teşekkür ediyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK
1. Gün EREN DAĞI zirve faaliyeti fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.
1. Gün EREN DAĞI zirve faaliyeti video günlüğünü görmek için lütfen burayı tıklayınız.
1. Gün EREN DAĞI zirve faaliyeti Relive krokisini görmek için lütfen aşağıyı tıklayınız.
2. Gün KARABÖRTLEN-DÖĞÜŞBELEN arası NAMNAM Çayı faaliyeti fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.
2. Gün KARABÖRTLEN-DÖĞÜŞBELEN arası NAMNAM Çayı faaliyeti faaliyeti video günlüğünü görmek için lütfen burayı tıklayınız.
2. Gün KARABÖRTLEN-DÖĞÜŞBELEN arası NAMNAM Çayı faaliyeti faaliyeti Relive krokisini görmek için lütfen aşağıyı tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder