gelmiş. Ardıç, ceviz, çam ve çınar ağaçları arasındaki yaylanın yaklaşık 400 m. üstünde, Cevizli
Dağları'nın en yüksek noktası (1.640 M.) bulunmaktadır. Etkinliğimize Aydın Hükümet Konağı 1625 Sok. No: 6'da (İş Bankası üst sokağı) bulunan 130 yıllık Hacıoğulları Kebapçısı'ndan (Tel:0 256 2151721) başladık. Burası 1878 yılında
Mustafa Gücel Halepli tarafından açılmış. Şu anda beşinci kuşaktan Mehmet BEŞKURT, aynı mekanda lezzet dağıtmaya devam ediliyor. Mehmet Beyin babasının da, oğlunun da adı Mehmet. Sadece Hacı Kebabı yapılıyor. Bu kebaplar 2 katlı tarihi bir binada, 100 yıllık bakır kaplarda sunuluyor. Üst kata tarihi daracık tahta bir merdivenden
Forumu 1-2 km. kadar geçince sola dönerek) asfalt Paşa Yaylası yolundan gayet rahat bir şekilde yükselerek 1200 m.de bulunan Aydın Belediyesi'nin 2007 yılında işletmeye açtığı Paşa Yaylası Oteli'ne (Tel:0 256 2262025) geldik. Söke'li arkadaşlar biz geldiğimizde çadırlarını kuruyorlardı. Otel gerçekten çok temiz. Odalar da kalorifer,
sıcak su, tv, minibar ve emanet kasası bulunmakta. Odaların manzarası müthiş. Oda pencereleri üçgen bir tarzda yapılmış. Önüne de küçük bir fiskos masası ile koltuk konmuş. Böylece Aydın Ovası ile Cevizli Dağı'nın bütün manzarası sizlere sunulmuş. Restoranı, oyun salonu ve balkonundan da aynı manzaralar görülüyor. Yemekleri
akşamı güzel bir yemek ile 2009 yılını uğurladık. Sevgili Özel PAK ile Hümeyra YIKILMAZ bana çok güzel ve çok anlamlı özel bir hediye verdiler. Beşparmak (Latmos) Dağı'nın yukarı köylerinin birinde (artık
çok az yapılan) yaşlı bir kadından aldıkları "Çam sakızı çoban armağanı" ata sözüne konu olan çam sakızı. Hem bu çok özel ve çok güzel çam sakızı hediyesi için, hem de bu cennet yaylayı
görmemizi sağlayan sevgili rehberlerimiz Özel PAK ile Hümeyra YIKILMAZ'a bir kez daha çok teşekkür ediyorum. Eski yılın kovalanmasında yaptıkları müzik ile en çok emeği geçen sevgili İsmail ve Sezer Beylere de çok teşekkür ediyorum. Pazar günü saat 10.00benzemesine yol açtı. Bir bakıyorsun bulutlar rüzgarın önünde her tarafı kapatmış, bir bakıyorsun her taraf pırıl pırıl açılmış. Zirvede İmam Baba Türbesi bulunuyor. Eski inanışlara göre zirveye ulaşmak ve güneşin doğuşunu izlemek, türbeleri ziyaret
etmek, gönül temizliğinin bir parçası. Bizler de güneşin yüzünü ara ara görerek, gönüllerimizi zirvede temizledikten sonra, saat 15.00 sularında otele döndük. Bu vesile ile herkesin yeni yılını, sağlık, huzur ve barış dileklerim ile kutluyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK
Bu etkinliğin fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Sevgili Şinasi YÜKSEL Hocamın kendi blog sayfasında hazırladığı bu etkinlik ile ilgili yazısını aşağıda bulabilirsiniz.
AYDIN PAŞA YAYLASI ETKİNLİĞİ 26-27 ARALIK 2009
28 Aralık 2009
Dağcılık
Sevgili Dostum Ayhan Yörük bizleri Zirve Dağcılık Söke Temsilciliğinin düzenlediği Aydın Paşayaylası etkinliğine birlikte katılmaya davet ettiğinde, yılın bu son haftasonunun çok güzel geçeceğini hissetmiştim doğrusu. Nitekim öyle de oldu; şu satırları yazdığım Pazartesi sabahında iki gündür yaşadığımız güzelliklerin zevkini hissediyorum hala.
Ayhan Yörük’ün eşi Filiz Hanım ve oğlu Bahadır ile katıldığı programa, biz de Ayşen’le Villakent’ten komşularımız Derya ve Yıldırım çiftini davet ettik. Böylece toplam 7 kişi, Ayhan’ın “Mega Otomobili” Hundai Starex ile Cumartesi öğlen yola çıktık. İlk durağımız, kuşkusuz Ayhan’ın önerisiyle, Aydın’daki tarihi Hacıoğulları Kebapçı işletmesi oldu. Bu günlerde kendilerine “1878 Kebapçısı” ismini vermiş olan müessese, Aydın merkezinde kendi otantik havasında iki katlı küçük ahşap bir yapı. Siparişlerimizi verdikten sonra üst kattaki orjinal mekanın fotoğraflarını çektik. Özel kebabı ve kabak tatlısını yedikten sonra keyifle yolculuğumuza devam ettik.
Aydın’ın Denizli çıkışından Kuzey istikametinde virajlı asfalt bir yoldan yükselerek Aydın’a 19 km mesafedeki Paşayaylası oteline ulaştık. Zirve Dağcılık üyeleri bir midibüs katılımcısıyla bizden önce gelmişler ve kamp yapacaklar çadırlarını kurmaya başlamışlardı bile; biz de otele yerleştik.
Paşayaylası Oteli’ni Aydın Belediyesi işletiyor. Küçük ve çok şirin bir otel. Kaloriferli, sıcak sulu, TV ve mini barlı odaları ile 1200 metre yükseklikte konforlu sayılabilecek bir otel. Lokantası, oyun odası ve çevre düzenlemesi özenle yapılmış.
Zirvedeki gözetleme kulesi otelden çok net gözüküyor. Otele yerleştikten sonra güneş batıncaya kadar çevrede gezintiler yaptık. Her yer ormanlık ve bulunduğumuz platoda çeşitli ağaçlar var. Özellikle sıralar halinde dikilmiş cevizler gördük. Çok aşağılarda devam eden orman örtüsü ötesinde uzaklardan Aydın şehri seçiliyor.
Gece otel lokantasındaki akşam yemeği kısa bir süre sonra Yılbaşı Eğlencesi havasına dönüştü. Gurubun gitarcısı Sezer’den sonra mikrofona el koyan İsmail özellikle Cem Karaca yorumlarında harikaydı. Son olarak Zirve Dağcılık etkinliklerinden seçilmiş videolar izlendi.
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra Rehberimiz Hümeyra liderliğinde, 1641 metre yüksekliğindeki zirveye ulaşmak üzere yürüyüş başladı. Hafif rüzgarlı, sisli serince bir hava var. Yoldan zirve yükseltisini dolanarak ve yavaş yavaş yükselerek ilerliyoruz. Otelin birkaç km yukarısındaki Paşayaylası Konutlarına kadar yol asfalt. Daha sonra zirveye kadar devam eden toprak yolun zemini oldukça düzgün. Yolun iki tarafındaki çam ormanı arasından çevredeki dağ manzaralarını seyrederek yürüyoruz. Sis zaman zaman görüşü kapatıyor ama rüzgarın etkisiyle manzara tekrar açılıyor. 1500 metrelerden sonra çamlar azaldı ve dağ ardıç ormanına dönüştü. Rahberimiz gurubun kondisyonunu bilemediğinden olacak 3,5 saatte zirveye varabileceğimizi tahmin etmesine karşın 2 saat sonra kulenin dibine varmıştık. Zirveden aşağılardaki manzaralar Kaçkarları hatırlatacak kadar güzel. Kuvvetli rüzgarın etkisi ile dağın yamaçlarından çevredeki zirve konilerine hareketlenen sis bulutları çok güzel manzaralar yaratıyordu. Arada sis dağılınca Otel ve sol taraftaki Paşayaylası Konutları sis çerçevesinde güzel dağ tabloları olabilecek manzaralar fotoğraflamamızı sağladı.
Rüzgar oldukça sert estiğinden zirvede fazla oyalanmadık. Zirve altında nispeten az rüzgar alan bir kuytuda mola verdik ve bir süre dinlenip birşeyler atıştırdık. Bir ateş etrafında dağılan gurup elemanları, çantalarında getirdikleri yiyecekleri paylaştılar.
Moladan sonra gene yoldan inişe geçtik. Zaman zaman sis içinden yürüdük ve fazla zorlanmadan otele ulaştık. Toparlanıp Zirve Dağcılık elemanlarıyla vedalaştıktan sonra Starex’e yerleştik. Ayhan aracını hareket ettirdikten sonra panceresini açıp son noktayı koydu, bizlere el sallayan guruba seslendi: İyi Seneler.
Sevgili Ayhan, Blog sayfanda yazıma yerverdiğin için teşekkür ederim. Şinasi Yüksel
YanıtlaSilGüzel yazılarınızın blog sayfamda yayınlanmasına izin verdiğiniz için, ben de size çok teşekkür ederim.
YanıtlaSil