Roma döneminde Karballa, Selçuklu döneminde Gelveri olarak anılan Güzelyurt Kapadokya’nın batıya açılan
kapısıymış. Roma döneminde önemli bir dini merkez haline gelmiş. Ortodoks mezhebinin kurucusu Aziz Gregorios burada yaşamış ve ilk manastır
hayatını Güzelyurt’ta
başlatmış. 385 yılında adına yaptırılan Küçük
Ayasofya olarak da bilinen
kilise Kapadokya’nın en erken Hristiyanlık dönemi eserlerinden biriymiş ve Ortodoks âlemi için büyük önem taşıyormuş. Mübadele sonrası buraya yerleşen
kilise Kapadokya’nın en erken Hristiyanlık dönemi eserlerinden biriymiş ve Ortodoks âlemi için büyük önem taşıyormuş. Mübadele sonrası buraya yerleşen
Türkler tarafından camiye çevrilen kilisenin dış
cephesinde hiçbir değişiklik yapılmamış. Sadece 15 m. yüksekliğindeki çan kulesi minareye çevrilmiş.
Duvarlarda bulunan fresk ve bezemelerin üzerleri kireç badana ile kapatılmış. Kilisenin
yanında 35 basamak merdiven ile
inilen
yeraltı suyu “Ayazma’sı” var. Güzelyurt merkezden başlayan tarihin doğayla bütünleştiği 5 km.lik Manastır Vadisi
üzerinde Cami Kilise, 3 adet yeraltı şehri,
onlarca kaya oyma kilise, bir kaya camii, Gelveri evleri ve bezirhane gibi yapılar bulunmakta.
1924
mübadelesinde Selanik’te yaşayan Türkler Güzelyurt’a, Güzelyurt’ta yaşayan
Rumlar da Kavala yakınlarında “Nea
Kalvarı”(Yeni Gelveri) adıyla
kurulan köye yerleştirilmişler. Bizler saat 17.00’de kapanan yer altı şehrini
16.55’te gelebildiğimiz için
birkaç arkadaş dışında göremedik. Cami Kilise’yi gezdikten sonra “Bakı Noktası” diye adlandırılan manzara seyir noktasına çıkıp yukarıdan
kuşbakışı Güzelyurt’u, Cami Kilise’yi, Manastır Vadisi’ni seyredip ibadete açık
kaya kilisede mumlar yaktık.
GÜZELYURT (GELVERİ) fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder