8 Kasım 2014 Cumartesi

KARYA (Karia) YOLU - 6. Etabı - (İç Karya Bölümü (2) - BOZALAN-FESLEĞEN-KARACAHİSAR-BAHÇE-BEÇİN-MİLAS Arası)

Nihayet 01-02 Kasım 2014 tarihlerinde, İç Karya Bölümü (2)-BOZALAN-FESLEĞEN-KARACAHİSAR-BAHÇE-BEÇİN-MİLAS arasını, sevgili Zeki VAROL rehberliğinde 40 arkadaş ile yürüyerek, 2014-2015 yılı  Karya (Karia) Yolu etkinliklerimize başladık. 
Bu sezon ilk hedefimiz, Milas’ın Bozalan Köyü’nden başlayıp, Aydın’ın Karpuzlu İlçesi’nde biten
yaklaşık 175 km.lik İç Karya Bölümü'nü tamamlayıp aşağı yukarı 240 km.lik Datça Yarımadası Bölümü ile devam etmek. Aslında İç Karya Bölümü’nün 2. etabı olan MİLAS-KIRCAĞIZ-
LABRANDA-KARGICAK arasını, 2013-2014 sezonunu LABRANDA Kutsal Alanı’nda bitirme isteğimiz sebebiyle, 1. etap olarak 15.03.2014 tarihinde yürümüştük. O yüzden İç Karya bölümünün başlangıç noktası olan Bozalan-Milas arasını 2. etap 
olarak yürüyeceğiz. Çine’de Kasap Mehmet Zengin’in Yeri'nde sabah kahvaltısından sonra, saat 08.00 sularında Muğla’nın Yatağan İlçesi Eskihisar köyü içindeki Stratonikeia antik kentine geldik. M.Ö. 281 yıllarında Seleukos Kralı 1. Antiokhos tarafından önce
üvey annesi, sonrasında ise eşi olan Stratonike’nin adının verildiği kent, günümüze kadar yaşamın kesintisiz bir şekilde devam etmesi sebebiyle Antik, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri yapı ve kent dokusunun birlikte görülebildiği ender ören yerlerinden birisi.
Bugün Eskihisar köyü tamamen antik kentin birkaç km. yakınındaki yeni yerleşim alanına taşınmış olmasına rağmen, halen antik kent içindeki tarihi köy evlerinde oturan 5 aile bulunmakta. Saat 09:00’a kadar hızlı bir şekilde gezip Stratonikeia Kafe’de odun ve is
kokulu nefis çaylarımızı içtikten sonra saat 10:30 sıralarında yürüyüş başlangıç noktamız Bozalan Köyü’ne gelip hemen yürüyüşe başladık. Yöre halkının Kapız Geçidi dediği geçit bölgesine kadar tatlı bir eğim ile yükselerek yaklaşık 200 m.’den, 700-750 metre yüksekliğe çıktık.
Bu yükseklikten sonra genellikle yatay iniş yaparak önce Fesleğen Yaylası'na, sonra Çiftlik Köyü’ne, oradan da Karacahisar köyüne kadar 15-20 m. yüksekliğindeki seyrek çamların gölgesinde çok güzel orman içi patikalarda 20 km. yürüyerek birinci gün etkinliğimizi 
bitirdik. Fesleğen Yaylası’ndan geçerken düğün yemeğine denk geldik. Düğün sahipleri 40 kişi olmamıza rağmen kazanlarda pişen keşkek ve yemekler ile sofralar donatarak bizleri doyurdular. Karnımız doyduktan sonra kızlarımız davul-zurna eşliğinde oyunlar 
oynadı. Ben de, İsmail ve Zafer Beyler ile Harmandalı Zeybeği oynadım. Davulculara bahşişlerimizi verdik. Gelin damat olmadığı için takı takamadık. Biz de hediyemizi adreslerine göndermeye karar verdik. Anadolu insanımızın yüceliğini, misafirperverliğini bir kez 
daha gördük, yaşadık. Karacahisar köy kahvesinde yorgunluk çaylarımızı, ayran ve sodalarımızı içtikten sonra aracımıza binerek gece kalmak için Ören’e geldik. Karanlık olduğu için ben denize girmedim. Denize giren arkadaşlar suyun çok sıcak hatta dışarısının, 
deniz suyundan daha soğuk olduğunu söylediler. Denizin hemen kıyısında, kumsalın üzerinde, yakamoz balıklarının (Milimetrik boyutlarda canlı bir plankton olan, ateş böceğinin denizde yaşayan versiyonu. Latince ismi Noctiluca Milliaris) denizdeki ışıltıları eşliğinde, balık rakı muhabbeti ile Rabia Hanım’ın doğum gününü 
kutladıktan sonra akşam kalacağımız Haluk Otel’e (0 252 532 2896 - 0 533 661 0560) geçerek dinlenmeye çekildik. Küçük bir aile işletmesi olan Haluk Otel’in sahibi Mehmet ÖZÇELİK ve eşi sımsıcak tavırları güler yüzleri ile bizleri çok güzel ağırladılar. İkişer üçer aldığımız sular için bile para almadılar. Kendilerine çok teşekkür 
ediyoruz. Sabah sahile çok yakın olan Haluk Otel’in terasında güzel bir kahvaltıdan sonra aracımız ile tekrar Karacahisar köyüne gelip saat 09.30 sularında yürüyüşe başladık. Saat 11.10 civarında Çamovası köyüne vardık. Karacahisar köyü ile Çamovası köyü
arasında bulunan Suçıkan Köprüsü’nden sonraki antik taş döşeli yolun, zeytin dikilirken tahrip edilmesi hepimizi çok üzdü. Çamovası köyünden 3 km. asfalt zeminde yürüyüp tekrar orman içi yollara ve patikalara giriyoruz. 12.45'te yarım saat kadar öğle molası verdikten 
sonra 13.15'te yeniden yürüyüşe başlayıp 14.10'da Bahçe Köyü’ne geliyoruz. Beçin Orman İşletme Deposu’ndan geçerek 16.15 civarında Beçin Kalesi’nin çevresindeki yapılara ulaşıyoruz. Beçin Kalesi'nin tarihi, Milas Müzesi'nin yaptığı kurtarma kazılarına
göre M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanıyormuş. 13. yüzyılın ikinci yarısında bölgeyi fetheden Menteşeoğulları, 14.yüzyılın başlarında savunulması daha kolay olduğundan hükümet merkezini Milas'tan Beçin'e taşımışlar ve kent 1391 yılında Osmanlı hakimiyetine girene kadar Menteşe Beyliği’nin başkenti olarak kalmış. 
Ömer ve Eyüp Bey ile 15 dakika kadar kaleye çıkıp Milas Ovası’nı seyrettikten sonra saat 17:00 sıralarında 25-26 km.’lik oldukça uzun ikinci gün etkinliğimiz bitiyor. BOZALAN-FESLEĞEN-KARACAHİSAR-BAHÇE-BEÇİN-MİLAS arası, mesafe 
olarak 45-46 km. ile oldukça uzun olmasına rağmen şu ana kadar yürüdüğümüz en kolay parkur. Bozalan Köyü’nde yaklaşık bir saatlik çıkıştan sonra rota genellikle düz ve iniş şeklinde devam ediyor. Çamovalı Köyü çıkışında 3 km.’lik
asfalt yol dışında yer yer taş döşeli antik yollarda, orman içi yollarda ve patikalarda, seyrek 15-20 metrelik çam ağaçları gölgesinde, zeytinlikler de devam ediyor. Kırmızı Beyaz işaretlemeler çok iyi. Mesafe levhaları ise sadece köylerde var. 
Köylerden çok sık geçildiği için su sıkıntısı yok. İki üç yerde çeşme de var. Bir kez daha bilge rehberimiz Sn. Zeki VAROL’a, geriye kaldığımızda emniyet sübabımız sevgili artçımız
Sn. Refik KIZILATA’ya, gruptaki kopmaları çok iyi birbirine bağlayan Sn. Kemal TIRPAN’a ve sevgili kaptanımız Mehmet YAĞMURCUKARDEŞ’e çok ama çok teşekkür ediyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK


Bu etkinliğin fotoğraflarını görmek isterseniz lütfen burayı tıklayınız.

Bu etkinliğin videosunu görmek isterseniz lütfen burayı tıklayınız.


Stratonikeia Ören Yeri videosunu görmek isterseniz lütfen burayı tıklayınız.


Not: Antik Kentler ile ilgili bilgiler, ören yerlerinde ki tabelalardan alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder