Sürpriz
yaparak İzmir’e gelen Kocaeli Üniversitesi’nde okuyan can oğlum Bahadır'ın, “Baba bir dağa gidelim, zirve yapalım” isteğine, Mahmut Dağı veya İzmir’in her yerinden görülen, bence İzmir’in
simgelerinden olan Çatalkaya’dan hangisi diye sorduğumda,
oğlumun
tercihi Çatalkaya oldu. Böylece 27.04.2014 Pazar günü, sevgili dostum Yusuf
GENÇ
ile birlikte, daha önce kaç defa gittiğimi hatırlamadığım Çatalkaya zirvelerine (Namı diğer Marilyn Monroe Tepeleri) doğru çok keyifli bir yürüyüş yaptık.
ile birlikte, daha önce kaç defa gittiğimi hatırlamadığım Çatalkaya zirvelerine (Namı diğer Marilyn Monroe Tepeleri) doğru çok keyifli bir yürüyüş yaptık.
Bu yürüyüşte Yusuf Hocanın iki oğlunun da bizimle gelmesini
planlamıştık. Ama Ergün’ün okul takımı antrenmanı, Kemal’in ise arkadaşını
askere yolcu etmesi sebebiyle katılamadıkları için, biz üçümüz yola çıktık. Önce
saat 08;40 Sularında Göztepe sahilinde,
denizin hemen kıyısında, çok keyifli
bir kahvaltı yaptık. Sonra aracımızı Narlıdere Pazar yerinin üst tarafına
bırakıp saat 09;45 Sıralarında yürüyüşümüze başladık. Yemyeşil doğanın her yeri,
mis gibi kokan sapsarı katır tırnağı çiçekleri,
kıpkırmızı gelincikler ve rengarenk diğer çiçekler ile bezenmiş. Narlıdere Mezarlığı’nın üst tarafında ki
bekçi kulübesinde kısa bir soluklanmadan sonra, kulübenin hemen üst tarafında bulunan oldukça dik yangın
atlama yolundan yükseliyoruz.
Yukarıda ki harman yeri düzlüğünde verdiğimiz kısa molada, bir süre kuş cıvıltıları eşliğinde İzmir Çukuru manzarasını
seyrediyoruz. Daha sonra çam ormanı içinde ki Dağ bisikleti veya
Motokros rampalarının da olduğu patikalardan yükselerek orman yoluna çıkıyoruz. Artık Hatt-ı Bala’dayız(Doruk Çizgisi). Tüm İzmir Körfezi ayaklarımızın altında.
Motokros rampalarının da olduğu patikalardan yükselerek orman yoluna çıkıyoruz. Artık Hatt-ı Bala’dayız(Doruk Çizgisi). Tüm İzmir Körfezi ayaklarımızın altında.
Karşıda Tuzla’nın tuz havuzları, Çiğli Askeri Havalimanı pistleri. Arkamız
radar tesislerinin olduğu yemyeşil çamlık tepeler. Urla adaları, hava kapalı
olduğundan tam seçilemiyor. 15-20 Yıl önce bomboş olan Çiğli’den Urla’ya kadar
tüm sahil şeridinin beton ile kaplanmış olduğunu görüyoruz. İçimiz eziliyor.
Yerleşim
alanlarını Atalarımızın yaptığı gibi, tarım arazileri ve sahil bandının biraz
üstünde kurmuş olsak, ne depremden bu kadar etkileniriz ne de sıcaktan. Böylece
tarım arazilerimiz azalmamış olur. Artan nüfusumuzu besleyebilmek için daha
fazla sentetik gübre ve ilaç kullanmak zorunda da kalmamış olurduk.
Artık
bunlar hayal. Bu düşünce ve konuşmalar eşliğinde saat 12:00 Sıralarında yangın
gözetleme kulesinin bulunduğu Çatalkaya’nın birinci zirvesine çıkıyoruz. Rüzgar
oldukça fazla ve serin estiği için kısa bir süre 360 Derece çevremizi
seyrediyoruz. Sonra ikinci çatalın zirvesine doğru yola çıkıyoruz.
İki tepenin
arasında ki geçitten geçerek saat 13;00 Sıralarında Çatalkaya’nın ikinci
zirvesine de çıkıyoruz. Böylece can oğlum Bahadır ve Yusuf Hoca’yla birlikte,
İzmir’in batısında yaklaşık 600-700 metre yükseklikte bulunan Çatalkaya
zirvelerine(Namı diğer Marilyn Monroe Tepeleri) bir kez daha çıkmış bulunuyoruz.
Bence, Çatalkaya zirvelerinin her ikisine de çıkan şanslı azınlıktan biri olan
sevgili oğlum Bahadır, bundan böyle daha bir İzmir’li olacak. Her Karşıyaka
Konak vapuruna bindiğinde yada oturduğu her kafeden Çatalkaya zirvelerine bir
başka bakacak.
Yaklaşık 10-15 Dakika
kadar dinlenip, İzmir Körfezi manzarası eşliğinde meyve yiyoruz. Sonra öğle
molasını vereceğimiz Çelebi Çeşmesi’ne doğru inişe geçiyoruz. Saat 14;00
Sıralarında Çelebi Çeşme’ye varıyoruz. Güzel bir saç kavurma yaparak
günün keyfini çıkarıyoruz. Bir ara yağmur atıştırır gibi oluyor ama sonra kesilerek
keyfimizi bozmuyor. 15;45 Sıralarında keyifli molamızı bitirip dönüşe
geçiyoruz. Dönüş yolunda İzmir Körfezi’nin muhteşem manzarası sürekli
karşımızda.
Narlıdere Mezarlığı’na doğru sürekli dik iniş yapmaktan
dizlerimizin balataları yanıyor. Yaklaşık 4 Saatte çıktığımız Çatalkaya zirveleri
yürüyüşünü, yaklaşık 1;45 Dakika da bitirerek saat 17;30 Sıralarında aracımızın
yanına geliyoruz. Yaklaşık 1-2 Km. gidiyoruz, gökgürültülü
şimşekli yağmur
bastırıyor. Meteorolojiye göre gökgürültülü sağnak yağışlı görünen hava sanki
bizim yürüyüşümüzün bitmesini beklemiş. Yaradana şükranlarımızı sunuyoruz.
Can oğlum Bahadır’ı bir kez daha tebrik ediyorum. Sevgili dostum Yusuf GENÇ’e’de çok teşekkür ediyorum.
Can oğlum Bahadır’ı bir kez daha tebrik ediyorum. Sevgili dostum Yusuf GENÇ’e’de çok teşekkür ediyorum.
Sağlıkla
kalın.
Ayhan
YÖRÜK
Bu
etkinliğin fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Bu
etkinliğin video günlüğünü görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Sevgili
oğlum Bahadır’ın Video’sunu görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Yavuz Serdar KONUK 02.May.2014 03:33:47
YanıtlaSilHepsi birbirinden güzel ellerinize sağlık. Bizlere İzmir'i bir başka açıdan gösterdiniz.