Hareket ediyoruz etmesine
ama Soğanlı Vadisi’ne varamadan dağın başında yolda kalıyoruz. Otobüsün hortumu
patlıyor. Allah'tan etkinlikte Turgutlu Olympos Dağcılık’tan sevgili Haydar
ATİLLA var. Oto elektrikçisi olan Haydar Bey otobüsün altına yatarak hortumu
bir şekilde tamir ediyor. Boşalan litrelerce suyu imece usulü tamamlayıp yola
koyuluyoruz. Çok
zaman kaybettiğimiz için aklımız Soğanlı Vadisi yürüyüşünde kalarak etkinliği iptal ediyoruz. Yoksa İzmir’e dönüş ertesi güne kalacak. Ertesi gün ise işe
zaman kaybettiğimiz için aklımız Soğanlı Vadisi yürüyüşünde kalarak etkinliği iptal ediyoruz. Yoksa İzmir’e dönüş ertesi güne kalacak. Ertesi gün ise işe
gidecek pek çok arkadaş var. Soğanlı Vadisi, daha az
turistik bir yer olduğundan şehir gürültüsünden yığın kalabalıklardan kaçmak
isteyenler için ideal bir yer. 25
km.lik kanyonda kubbeli kaya kiliseleri
görülmesi gereken en ilginç yapılarmış. Kubbeler, dev bir peri
bacasının büyük bir ustalıkla işlenmesi ile ortaya
çıkıyormuş. Halen geziye açık 15 kilisenin yanında 50 kilise de kayıpmış. Yolda sabah bisiklet ile
devam eden arkadaşlarımızı yakalıyoruz. Bizler önde onlar arkada etkinlik final
yemeğini yiyeceğimiz İkinci Bahar Bahçe
Lokantası’na (0 535 684 64 47) kadar devam ediyoruz. Soğanlı Köyü Yılanlı
Kilise yakınında bulunan lokanta, çölde ki bir vaha gibi. Dere kenarında yemyeşil
çimenlik bir ortama konulan masalarda kaz-ördek vak vakları arasında final yemeğimizi
yiyerek Kapadokya
etkinliğimizi sonlandırıyoruz. Sıcak, samimi hizmetlerinden
dolayı İkinci Bahar Bahçe Lokantası Sahibi İsmail Bey başta olmak üzere bütün
personele çok teşekkür ediyorum. Yukarıda kısa kısa anlatmaya
çalıştığım üç günlük etkinliğimizin sonunda burası
kaymaklı ekmek kadayıfı gibi
geliyor. Zeki Bey ile Selda Hanım’ın sürprizleri bitmiyor. Bu mükemmel
etkinliğin birer hatırası olarak, kimseye fark ettirmeden aldıkları ünlü Soğanlı Bez Bebekleri’ni herkese hediye
ediyorlar. Ayrıca bana Karya Yolu etkinliğimizin
unutulmaması için
hazırladığım yazılarım sebebiyle çeşm-i bülbül vazo hediye ederek beni daha da şımartıyorlar. Saat 17.30 sularında bu
güzel yerden ayrılarak İzmir’e dönüşe geçiyoruz. Yolda otobüsün hortumu bir kez
daha patlıyor. Oldukça serin gece
karanlığında Haydar Bey bir kez daha otobüsün
altına yatıp hortumu tamir ediyor. Sonuçta, rüya gibi geçen üç günün sonunda
sabaha karşı 06.30 suların sağ salim İzmir’e dönebiliyoruz. Bir çok arkadaş
direkt işe gitmek zorunda kalıyor. Buna da şükür. Sevgili dostum
Sn. Zeki
VAROL’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Sakin, mütevazı, bilge kişiliği ile
bizleri kocaman bir aile haline getiriyor. O yüzden yaptığı her faaliyetin tadı
damağımızda kalıyor. Kapadokya faaliyetimizin sorunsuz
geçmesinde çok büyük
katkıları olan Sn. Refik KIZILATA’ya, Sn. Selda KETENCİ’ye, Sn. Hafize YİĞİT’e ve
Sn. Haydar ATİLLA ile katılımcı bütün arkadaşlara bir kez daha çok teşekkür
ediyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder