25 Şubat 2018 Pazar

KARYA (Karia) YOLU - 21. (Son) Etabı - Muğla Çevresi Bölümü (3) - (Kozağaç-Eskibayır-Bayır-Belen Kahvesi(Çaybükü-Gevenes)-Bozüyük(Güzelköy)-Meyistan-Yeşilköy-Stratonikeia Arası)

…ve 5 yıldır devam ettiğimiz Karya Yolu son yürüyüşü gelip çatıyor. 10-11 Şubat 2018 Tarihlerinde Karya Yolu faaliyetimizin son yürüyüşünü yapmak üzere, Sn. Zeki VAROL rehberliğinde, 41 Karya sevdalısı arkadaş ile yola çıkıyoruz. Aydın Çine’de yol üzerinde bulunan sabahçı
kahvesinde simit-çay ile kahvaltı yaptıktan sonra, 09.40'ta Muğla Kozağaç Köyü girişinden
yürümeye başlıyoruz. Meteorolojiye göre 11.00 civarında kesilecek olan yağmur bir artıyor, bir azalıyor ama sürekli yağıyor. Yağmurun yıkadığı otlar, çiçekler, 
ağaçlar daha bir yeşil, daha bir kırmızı, rengarenk. Kozağaç Köyü’nün kıpkırmızı çatılarından dumanlar tütüyor. Horoz ve köpek sesleri arasında köyün içinden geçerek 4,5 km. ilerideki Kozağaç Barajı’na doğru devam ediyoruz. Baraj bendinin yan tarafından, yağmur 
ile iyice yumuşamış toprak kısımdan kısa ama dik bir iniş yapıyoruz. Çam ormanı içinde, iki tarafında birçok asırlık çınar ağacının olduğu derenin kenarında, toprak yoldan yürümeye devam ediyoruz. Meteoroloji bu sefer yanılmıyor. 11.00 sularında yağmur kesiliyor. 
Günün geri kalan kısmında parçalı bulutlu, çok güzel bir yürüyüş havası oluşuyor. 13.10'da 20 dakika kadar öğle molası verdikten sonra mis gibi yağmur, toprak, çam kokuları içinde yürümeye devam ediyoruz. Saat 14.30 civarında, 1941 yılı depreminde yıkıldığı için 
terk edilen Eski Bayır Köyü köprüsünde, kısa bir mola daha veriyoruz. Karya Yolu mesafe levhası önünde toplu fotoğraf çekildikten sonra mezarlığın sağ üst tarafın da ki toprak yoldan devam ederek, 16.30 sularında Bayır Köyü merkeze ulaşıp birinci gün etkinliğimizi 
bitiriyoruz. 15-20 Dakika kadar, köy meydanındaki kahvehanede çay-kahve içip dinlendikten sonra akşam kalacağımız Akyaka’ya hareket ediyoruz. Wikiloc’a göre 26,22 km. yürüdüğümüz bu günkü rota, 800 metrelerde başlayıp 1.064 metreye çıktıktan sonra 
433 metreye kadar hep iniş şeklinde devam ediyor. Genellikle sert zemin toprak ve asfalt köy yollarında devam eden etap, zorlu değil. Kırmızı-beyaz işaretler solmaya başlamış. Suları akmayan çeşme ile mesafe levhasını, sadece Eski Bayır Köyü’nde gördüm. 
Nail ÇAKIRHAN-Halet ÇAMBEL Kültür ve Sanat Evi yakınında bulunan Ayka Otel Akyaka’ya (0 252 2434232-0 507 8723542) yerleştikten sonra hava kararmadan Azmak kıyısında yürümek ve gün batımını izlemek üzere sahile iniyoruz. Can oğlum Bahadır ile 
dayanamayıp ütülenmiş çarşaf gibi duran denize, dizlerimize kadar girip suda yürüyoruz. Serin su, yorgun ayaklarıma ve dizlerime çok iyi geliyor. Ayka Otel’de toplu olarak aldığımız akşam yemeği, 5 yıldır devam ettiğimiz Karya Yolu final yemeğine dönüşüyor. 
Kısa konuşmalardan sonra bilge rehberimiz Zeki Bey ile milli artçımız Refik Bey’e hediyelerini veriyoruz. Sonrası türküler, şarkılar ve oyunlar. Sanki 26 km. biz yürümemişiz. 11.02.2018 Sabahı etkinliğimizin ikinci gününe, sadece kuş sütünün eksik olduğu  
mükemmel bir kahvaltıyla başlıyoruz. Akşamdan beri arı misali sürekli koşuşturarak her ihtiyacımızı canla başla güler yüzüyle gidermeye çalışan otel müdüresi Esra Hanım’a çok teşekkür ediyorum. Sahile 200 metre mesafede sessiz, sakin, tertemiz, pırıl pırıl, Ayka Otel  
Akyaka’yı, herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. Aracımız ile “Ormancı” türküsünde anlatılan olayların geçtiği Belen Kahvesi-Çaybükü (Gevenes) Köyü’ne gidiyoruz. İkinci gün yürüyüşümüze buradan başlayacağız. Muğla-Aydın karayolundan Belen Kahvesi-Çaybükü Köyü’ne 
kadar 10-11 km. asfalt yolu yürümemiş olacağız böylece. Aynı, türküdeki gibi Belen Kahvesi’ne çıkıp Gevenes Ovası’na bakıyoruz. Çay ve kahvelerimizi içip birde Kerimoğlu Zeybeği oynadıktan sonra 10.00 civarında yürümeye başlıyoruz. Gevenes’in 
Köprüsü’nden geçip değirmeni de gördükten sonra köyden ayrılıyoruz. Yöre halkının “Fayton Yolu” olarak adlandırdığı asfalt-toprak yoldan devam edip, 11.10'da Kazan Göleti’ne ulaştığımızda yağmur yağmaya başlıyor ve bütün gün bir yağıyor, bir duruyor, 
bir yağıyor, bir duruyor. Tam yağmurluğu giyiyoruz, yağmur kesiliyor. Tam çıkarıyoruz, güneşli havada yağmur yağmaya başlıyor. Yağmurluk giyip çıkarmaktan helak oluyoruz yani. 12.10'da da Bozüyük’e varıyoruz. “Güzelköy” isimli tv dizisi yüzünden buranın 
diğer adı Güzelköy olmuş artık. Köy meydanında ki kahvehanede biraz dinlenip çay-kahve içtikten sonra 800 yıllık ulu çınar ağacının bulunduğu, yöresel adı Ablangeç olan Pınarbaşı Tesisleri’ne gidiyoruz. Sıcak yaz günlerinde devasa çınar ağacının gölgesinde sular 
içine konulan masalarda, ördek vakvakları içinde kahvaltı yapıp, ızgara et-balık yenebilen çok güzel bir ortam burası. 800 Yıllık çınar ağacı ile fotoğraflar çektikten sonra Bozüyük’ten ayrılıp asfalt yoldan devam ediyoruz. Girme baraj şantiyesi alanında maki ve kısa çam ormanı 
içinde devam ederek, 45-50 yıl önce terk edilen Meyistan Köyü’ne varıyoruz. Saat 13.45 olmuş. Kısa bir öğlen molasından sonra önümüzdeki yıllarda baraj suları altında kalacak patikalardan yürüyerek 15:20'de Yeşilköy’e, oradan da çam ormanı içindeki 
toprak yoldan devam edip eski Yatağan-Milas asfaltına çıkıyoruz. Asfalt yoldan karşıya geçip, Karya’lılardan bu yana yerleşimin ve yaşamın kesintisiz olarak devam ettiği Stratonikeia Ören Yeri’ne giriyoruz. Karya simgesi “Çift Ağızlı Balta” kabartmalı 
oldukça büyük dikdörtgen mermeri olan, yıkık bir evin kolonunu da gördükten sonra Osmanlı döneminde döşenmiş taş yollar üzerinde bulunan evlerde kullanılan devşirme tarihi eserlere bakarak yaklaşık bir km. daha devam ediyoruz. Agora, Roma hamamı ve  
Osmanlı Boya Atölyesi’nin yanından geçip Antik Tiyatro’ya ulaştığımızda saat 17.40 oluyor. MS 340-350 yıllarında meydana gelen depremin tiyatro tribünleri üzerinde bıraktığı dalgalı taşlar üzerinde kaldırdığımız şarap kadehleriyle, 27.04.2013-11.02.2018 tarihleri 
arasında 22 etapta (20 Tane 2, 1 tane 3, 1 tane 1 günlük olmak üzere toplam 44 günlük) 5 yıldır yürüdüğümüz Karya (Karia) Yolu faaliyetimizi sonlandırıyoruz. Wikiloc’a göre bugün 336-638 metreler arasında iniş-çıkışlar yapa yapa 30,66 km. yürümüşüz. Sert zemin toprak-asfalt 
köy ve orman yolları ile ara ara patikalarda devam eden rota, uzun olmasının dışında çok zorlu değil. Kırmızı-beyaz işaretler bu rotada da solmaya başlamış. Suları az akan iki çeşme gördüm. Stratonikeia girişine kadar mesafe-yön levhası görmedim. Böylece 2 günde toplam 
56,88 km. 5 yılda ise toplam 846,73 km. yürüyerek, Karya Yolu rüyamız mutlu bir şekilde bitmiş oluyor. Şükürler olsun. Bizlere bu güzel rüyayı yaşatan bilge rehberimiz Sn. Zeki VAROL ile milli artçımız 
Sn.Refik KIZILATA’ya ve katılımları ile bu güzellikleri daha da çoğaltan tüm Karya sevdalısı arkadaşlara ne kadar teşekkür etsem azdır. Sağ olsunlar, var olsunlar.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK


KARYA(Karia) YOLU - 21. Etabı - Muğla Çevresi Bölümü(3) fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.

KARYA(Karia) YOLU - 21. Etabı - Muğla Çevresi Bölümü(3) videosunu görmek için lütfen burayı tıklayınız.


Stratonikeia Ören Yeri – Eskihisar-Yatağan/Muğla
Halen 5-6 ailenin tarihi dokuyla iç içe yaşamaya devam ettiği Stratonikeia Antik Kenti, Karyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Beylikler, Osmanlılar ve Cumhuriyet döneminden bu yana, yaşamın kesintisiz
olarak devam ettiği müthiş bir ören yeri. Strabon’a göre kente ismini, Selevkos kralı I. Antiokhos, önce üvey annesi sonra karısı olan Stratonike’ye ithafen vermiş. Oldukça geniş alana yayılmış olmasına karşın az bir 
bölümü ortaya çıkartılan kentin, döşeme taş yolları Osmanlı döneminden kalmış. 18. yüzyıl Osmanlı Boya Atölyesi ahşap bir çatıyla korunmaya alınmış. Yaklaşık 7.000 kişilik Roma dönemi tiyatrosuna karşıdan 
bakıldığında sağ tarafı, MS 340-350 yıllarına tarihlenen depremin etkisiyle dalgalı bir deniz gibi eğri büğrü hale gelmiş. Biri Lagina Hekate, diğeri Zeus Khrysaeron olmak üzere iki kutsal alan ile kent erkeklerinin spor 
yapıp sosyalleştiği antik dönemin en büyük gymnasionlarından birine sahip tek kent devletiymiş. Yani kısacası; hem Roma Caddesi’nin, hem de Osmanlı taş döşeme yollarının, hem Augustus Tapınağı’nın, 
hem de Şaban Ağa Camii’nin, hem Roma Hamamı’nın, hem de Beylikler dönemi Selçuk Hamamı’nın, hem Bizans evinin, hem de Osmanlı konaklarının, hem Antoninus Pius Çeşmesi’nin, hem de Adnan Menderes 
Çeşmesi’nin birlikte görülebileceği, bunların yanında binlerce yıllık, iç içe geçmiş tarihi eserlerin ortasındaki antik köy kahvesinde, odun ateşinde çay-kahve içilebilen olağanüstü büyülü bir yer Stratonikeia Ören Yeri.


Stratonikeia Ören Yeri fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.

Stratonikeia Ören Yeri videosunu görmek için lütfen burayı tıklayınız.



9 yorum:

  1. Turgay TEKMEN 26 Şubat 2018 16:33

    Fotoğraf, görüntü ve yazılarınla Karya yolunu unutulmaz kıldın, eline, emeğine, beynine sağlık, teşekkür ederiz

    YanıtlaSil
  2. Ayhan DERMANLI 26 Şubat 2018 16:50

    Emeğinize sağlık. Çok teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  3. Netice KURTOĞLU 26 Şubat 2018 16:56

    Ayhan Abicimmmm. Ellerine sağlık harika bir albüm oldu bizim için gerçekten, her şey için çoookkk teşekkür ederiz ve dört gözle hazırlayacağın kitabını bekliyoruz bilesin.

    YanıtlaSil
  4. Bahadır BİLGENOĞLU 26 Şubat 2018 16:58

    Karya yolunda, son etapları senin yazılarınla, fotolarınla takip ettim... Güzel insanlarla, güzel şeyler paylaşıldı.... Umarım, ilerde bu güzellikleri kaleme alırsın, daha çok insana ilham kaynağı olursun....
    Saygılar, sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Necip AMİR 26 Şubat 2018 17:03
    Keyifli bir Ayhan YÖRÜK klasiği. Alkış

    YanıtlaSil
  7. Oğuz Kaan ŞENOL 26 Şubat 2018 17:56
    Bravo Ayhan bey büyük emek..

    YanıtlaSil
  8. Erdinç IŞIKLIGÜN 26 Şubat 2018 18:18

    Harika bir çalışma ve kalıcı bir eser olmuş. 5 yıl sonra elde kalan bu belgeler ilerde değil şimdi bile tarihi bir değer arz ediyor. Ellerinize sağlık Ayhan bey.

    YanıtlaSil
  9. Yaşar KÜSBECİ 27 Şubat 2018 04:26

    Ayhan Abim eline yüreğine emeğine ne desek az gelir. Son etapta olmasam da ordaydım gibiydim .
    Sonsuz teşekkürler.

    YanıtlaSil