15 Ocak 2017 Pazar

KARYA (Karia) YOLU - 15. Etabı - Datça Yarımadası son Bölümü (5) - (Knidos-Değirmenbükü-Murdala-Mersincik-Körmen Limanı-Karaköy Arası)

07-08 Ocak 2017 tarihlerinde, KARYA (Karia) Yolu Datça Yarımadası’nın son Bölümü (5) olan, Knidos-Değirmenbükü-Murdala-Mersincik-Körmen Limanı-Karaköy arasını yürümek üzere, Sn. Zeki VAROL rehberliğinde 34 arkadaş ile İzmir’den Datça’ya  
hareket ettik. Kaptan Kusto’nun (Jacques-Yves Cousteau) dünyanın en güzel bölgesi olarak
tanımladığı Gökova Körfezi’nin dantel gibi kıyılarının tamamını, Akyaka’dan Bodrum Torba’ya 148 km. Akyaka’dan Datça Knidos Deve Boynu Feneri’ne 224,83 km. adım adım yürümüş olduk. 
Böylece, Muğla Çevresi Bölümü'nde 20 km. Dalyan-Ekincik Bölümü'nde 12 km. İç Karya Bölümü'nde 180 km. Latmos Tekerlek Tepe Zirve çıkışında 16 km. Karakaya-Karadere Mağarası Kaya Resimleri etkinliğinde 11 km. olmak üzere, şu ana kadar
toplam 611,83 km. yürümüş olduk. Allah ömür verirse bu sezon da Bozburun Yarımadası Bölümü ile Muğla Çevresi Bölümü’nün eksik kalan kısımlarını yürüyerek Karya (Karia) Yolu etkinliğimizi bitireceğiz. 
“Beni bulamazsan üzülme, eşyalarımı bulacaksın. 
Kestiğim taşları, açtığım yolları, işlediğim heykelleri bulacaksın. 
Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden, 
Parmak izlerimiz değecek birbirine…” 
Mısralarında olduğu gibi, güzel ülkemizin bu cennet köşesinde 612 km. adım atmak, benim için tarifi imkansız bir mutluluk ve de şans. Arabayla birçok kez gittiğim bölgeyi, adım adım gezme görme imkanını yaratarak, bir hayalimin, bir rüyamın gerçekleşmesine 
vesile olan sevgili Zeki VAROL’a ne kadar teşekkür etsem azdır. Allah kendisinden razı olsun. 07 Ocak Cumartesi sabahı 06.30 sularında vardığımız Datça merkezde, Nokta Unlu Mamülleri’nin nefis simit, poğaça ve börek çeşitleriyle kahvaltı yaptıktan sonra, 
etkinlik başlangıç noktamız olan Knidos Antik Kenti’ne hareket edip, 09:00 sularında, oldukça sert ve soğuk Knidos rüzgârında yürümeye başlıyoruz. Ülkemizin neredeyse tamamı son yılların en ağır kar ve kış koşulları altındayken, bizler burada iki gün boyunca rüzgâra  
rağmen oldukça güzel bahar havasında etkinlik yapma ayrıcalığı yaşıyoruz. Knidos Antik Kenti Küçük Tiyatrosu’nda üç arkadaşımızın doğum gününü kutlayıp birer çift çorap hediyelerini verdikten sonra, ören yerinde yükselmeye başlıyoruz. Yükseldikçe Askeri 
 
Liman, Ticari Liman, Deve Boynu Feneri ve birbirinden güzel koyların muhteşem manzarası insanı büyülüyor. Deve Boynu olarak bilinen yarımada eskiden adaymış. Baş kısmı karaya bağlanarak her iki tarafta yapay liman oluşturulmuş. 5.000 ve 20.000 kişi kapasiteli 
iki tiyatrosundan bugün sadece 5.000 kişiliği kalabilmiş. Akrapol’deki 20.000 kişi kapasiteli tiyatronun taşları ve mermerleri 19. yüzyılda gemilerle götürüldüğü için günümüze ulaşamamış. Önce, tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksus’un geliştirdiği, 
döneminin büyük buluşu olan, mevsimleri ve zamanı gösteren Güneş Saati’nin, sonra da Apollon Tapınağı’nın yanından yükselerek antik kentten çıkıyoruz. Alçak makilik, yemyeşil bir doğada devam ederek önce tepelerin arasında çanak gibi bir düzlük 
alana, sonra da Değirmen Bükü’nün birbirinden güzel koylarının bulunduğu deniz kıyısında, dalgaların sesi eşliğinde yürüyoruz. Saat 12.30 sularında öğle molası verip Yazıköy’e giden stabilize yoldan bir süre devam ettikten sonra, sola patikaya girip tekrar yükselmeye  
başlıyoruz. Dağların arasındaki başka bir çanak gibi platoda kurulmuş badem bahçesinin yanından devam edip, Murdala Bükü’ne doğru inişe geçiyoruz. Saat 14.20'de Murdala Bükü’ne ulaşıyoruz. Wikiloc’a göre buraya kadar 14,6 km. yürümüşüz. Normalde rota 
buradan Mersincik Bükü’ne devam ediyor. Ancak bizler, akşam Datça merkezde kalacağımız için, yarın sabah yürüyüş başlangıç noktası olan Murdala-Mersincik yol ayrımına kadar yürümeye devam ediyoruz. Saat 15.30 sularında da yol ayrımına ulaşıp 
birinci gün etkinliğimizi bitiriyoruzEtkinliğin son bölümünde, özellikle Murdala-Cumalı stabilize yolunun sert zemininde, deniz seviyesinden 346 m.ye yaptığımız, 3,76 km.lik çıkış, bütün gece otobüs yolculuğunun üzerine oldukça yorucu oluyor.
Wikiloc’a göre bugün, toplam 1.036 m. çıkış, 742 m. iniş yapıp maksimum 346 m.ye yükselerek 18,36 km. yürümüşüz. Otobüsümüz bu yollara giremediği için Zeki Bey’in ayarladığı iki minibüs ile Cumalı Köyü’nde
bizleri bekleyen aracımızın yanına gelip Datça’ya hareket ediyoruz. Daha önceki Karya faaliyetlerimizde memnun kaldığımız Fora Apart Otel’e (0 252 712 4800) yerleşiyoruz. Etkinliğimizin 2. günü 08 Ocak Pazar
sabahı otelde yaptığımız güzel bir kahvaltıdan sonra iki minibüs ile dün yürüyüşü bitirdiğimiz Murdala-Mersincik yol ayrımına gelip 09.00 sularında 346 m. yükseklikten Mersincik Bükü’ne doğru inişe başlıyoruz. Yemyeşil sandal, çam, meşe, delice zeytin vb. karışık 
orman içindeki kırmızı topraklı stabilize Mersincik orman yolundan devam ederek, Mersincik Bükü’ne geliyoruz. Buradan sonra rüya başlıyor. Biraz rüzgâr, biraz ağaç, yaprak sesi, biraz da dalgaların melodisi. Hava ise tam yürüyüş havası. Rota tamamen denizin kenarında, 
birbirinden güzel onlarca bükün kıyısında devam ediyor. Koyların biri bitiyor, diğeri başlıyor. Bir taraf deniz, diğer taraf önce, sandal, çam, meşe, delice zeytin, pıynar vb. karışık orman, sonra da tamamen bakir, halı gibi sandal ormanı. Ağaçlar bazen geçit vermez dikenli bitkilerle birlikte, Amazon ormanı gibi, o kadar sık ki. 
Patikanın bazı bölümleri resmen tünel içinde devam ediyor. Bu arada rota üzerindeki vahşi patikayı mükemmel bir şekilde temizleyerek kırmızı-beyaz işaretlemeyi yapanlara çok teşekkür ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun. Onların sayesinde bu rota, 
çok daha güzel olmuş. Yürüyüşümüzün yaklaşık 10. km.de, Karyalıların blok kayayı iki taraftan keserek oluşturdukları doğal merdiven var. Merdivenin alt bölümü dalgalar tarafından yıkıldığı için burayı dal bir merdivenden çıkarak geçiyoruz.
Yaklaşık 15. km.de oldukça dik 5-6 m.lik bir iniş ile yaklaşık 16. km.de denizin kıyısında yine oldukça dik 8-9 m.lik bir yan geçiş var. Başka bir zorluk yok. Yürüyüşün son 4-5 km.lik kısmında, sert, taşlı stabilize orman yolunda devam ederek
saat 16.20'de Körmen Limanı’na ulaşıp, ikinci gün etkinliğimizi de bitiriyoruz. Bugün de toplam 1.105 m. çıkış, 1.294 m. iniş yapıp maksimum 359 m.ye yükselerek 24,02 km. yürümüşüz. İki günde yürüdüğümüz toplam 42,38 km.lik fazla zorlu 
olmayan rota, tek kelimeyle mükemmel bir etap. Hatta bugüne kadar yürüdüğüm Likya ve Karya yollarının bence en güzel ikincisi. Birincisi hangisi diye sorarsanız 12. etapta yürüdüğümüz Soğuksu-Balıkaşıran bölümü. Rota boyunca hiç  
çeşme görmedim. O yüzden su yok. Kırmızı-beyaz işaretler çok iyi. Neredeyse her 5-10 m.de ki ağaç ve taş işaretlenmiş. Mesafe-yön levhaları bolca var. Patika üzerindeki oynar taşlar ayak burkulmasına sebep olabilir. Bir kez daha sevgili rehberimiz 
Sn. Zeki VAROL’a, milli artçımız Sn. Refik KIZILATA’ya, katılımcı 34 arkadaşıma ve kaptanımız Ahmet Bey’e çok teşekkür ederek yazımı bitiriyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK


KARYA(Karia) YOLU - 15. Etabı - Datça Yarımadası son Bölümü(5) fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.

KARYA(Karia) YOLU - 15. Etabı - Datça Yarımadası son Bölümü(5) videosunu görmek için lütfen burayı tıklayınız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder