EFES-MİMAS
(İYON) YOLU’nun en zorlu bölümü olan,
yaklaşık 31 km.’lik Değirmendere-Kolophon-Çamönü-Karacadağ-Tahtalı-Gümüldür-Ürkmez(Lebodos)
etabının, 21,30 km.’lik Değirmendere-Gümüldür arasını, 08 Mayıs
2016 pazar günü, 9,71 km.’lik Gümüldür-
Ürkmez(Lebedos) arasını da, 15
Mayıs 2016 Pazar günü yürüyerek, 2015-2016 sezonunu
tamamladık. Bu rotayı, deniz seviyesinden 775 m.’ye kadar, dik, iniş ve çıkışları bolca olan, sık bitki ve orman dokusu içinde, oldukça zorlu bir etap olması sebepleriyle, özellikle uzun günlere
tamamladık. Bu rotayı, deniz seviyesinden 775 m.’ye kadar, dik, iniş ve çıkışları bolca olan, sık bitki ve orman dokusu içinde, oldukça zorlu bir etap olması sebepleriyle, özellikle uzun günlere
bırakmıştık.
Rotanın tespiti, sık orman ve çalılık bölgelerde patika açılması ile kırmızı
beyaz boyama faaliyetleri için, arkadaşlarım 4 ya da 5 kez bölgeye gelirken,
ben rahatsızlığım sebebiyle 2 kez onlara katılabilmiştim. Özellikle Gümüldür’e
yakın bölgede ki köpekli alanın
benim katılamadığım bir günde arkadaşlarımın
yoğun çalışmasıyla bypas edilmesi çok güzel olmuş. Hem rota 2-3 km.
kısalmış, hem de çok saldırgan bir sürü köpekten
uzaklaşılmış. Böylece bu sezon, toplam uzunluğu 709 km.’yi bulan EFES-MİMAS (İYON) YOLU’nun
157,21 km.’ni yürümüş olduk. Yürüyüş başlangıç noktası olan Selçuk
Artemis Tapınağı’ndan Gümüldür’e kadar olan yaklaşık 107 km.’lik bölümün rota
tespiti, patika açılması ve de kırmızı beyaz boya ile işaretlemesini yapan ekibin bir parçası
olarak çorbada tuzumun
bulunmasından dolayı ayrıca çok mutluyum. Rotanın uzun
ve zorlu olması sebebiyle 08 Mayıs 2016 pazar sabahı saat 08:00 yerine 07:00’de
Konak’ta buluşup hemen hareket ettik. Kahvaltı atıştırmalarımızı da aracın
içinde yaparak zaman kaybını en aza indirdik. Yoldan da sevgili
rehberimiz
Metin ÇAMDERELİ ile Bahadır BİLGENOĞLU’nu aldıktan sonra toplam 21 kişi yürüyüş
başlangıç noktamız olan Gümüldür Köprübaşı mevkiine saat 08:10 sularında geldik.
Arkadaşların hemen asırlık çınar ağacının altında tabak, bardak, meşrubat,
pasta hazırlığına
başlamasını, bugünün anneler günü olmasına yormuştum. Zaten sevgili canlarımız Metin ile Bahadır araçta hepimize gonca gül de vermişti. Bu düşünceler ile çevreyi gözlemlerken “İyi ki doğdun Ayhan, iyi ki doğdun Ayhan, mutlu yıllar sana.” tekerlemesiyle hiç beklemediğim çok hoş
sürpriz doğum partisinin kahramanı oldum. Gerçi doğum günümün üzerinden 4 gün geçmişti ama çeyrek asırdır yaptığım dağcılık yaşamımda, ilk defa dağlarda doğum günü pastasıyla karşılaşmak çok hoşuma gitti. Heyecandan fotoğraf ve video çekmeyi bile
düşünememişim. Bir kez daha bütün
arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Bu gazla saat 08:30 sularında yürüyüşe
başladım. Etabı tersten yürüyeceğiz.
Çünkü rota, Gümüldür’den 775 m.
yüksekliğe kadar yaklaşık 8 km.’lik
dik bir çıkıştan sonra, 13-14 km. genelde
iniş
ve kısa çıkışlarla, aşağıya doğru
devam ediyor. Değirmendere’den ise, 13-14
km. sürekli çıkış yaparak yükselmek, yürüyüşün sonuna doğru da günün
yorgunluğunun üzerine sıcak bir havada 8
km. dik bir iniş yapmak gerekiyor. O yüzden biz tercihimizi bu şekilde
kullandık.
Sıcak basmadan sabah serininde bu çıkışı yapmak bence gayet iyi
oldu. İzsu su deposunun yanından geçerek Tahtalı Barajı su bendi yakınlarında
ki, arkadaşlarımın bir günde açtıkları, dik olmasına rağmen etabı 2-3 km.
kısaltan ve azgın köpeklerden kurtaran bypas bölgesine,
saat 09:00 sıralarında
geldik. Yaklaşık 15 dakikada bu bölgeyi çıkarak verdiğimiz kısa molamızda, Gümüldür’ün
uçsuz bucaksız yemyeşil mandalina bahçeleri ile Tahtalı Barajı’nı seyrettik.
İşaretleme yaptığımız alanın sol tarafında orman kesim işçilerinin halen devam
eden
çalışmalarıyla yeni açılan orman içi yoldan devam ederek, ana rotamız
üzerindeki yola çıktık. Yolun bitiminde ise orman içi patikadan devam ederek
saat 09:40 sıralarında Dokuz Papazlar
Kilise’si kalıntılarına geldik. Definecilerin
kör cahilliğini anlamak mümkün değil.
Her yer köstebek yuvası gibi. Aralık
ayında ki fotoğraflarımızda toprak altında olan birçok yer delik deşik talan
edilmiş. Bölge dışından ve de adalardan getirilen 5-6 değişik renkte mermerler
ile inşa edilen kilise, sevgili rehberimiz Metin’in anlattığına göre, “Kayıp
Meryem Ana
mezarının burada olduğuna dair söylentiler yüzünden”, yoğun şekilde
defineci hışmına uğruyormuş. Rengarenk kırık mermer sütün parçaları ile diğer
kalıntıların etrafta dağılmış halde olması, içimi burkuyor. Bir gün
insanlarımız, bu tarihi değerlerin, Anadolu’nun gerçek hazinesi
olduğunu,
geçmişimiz ile günümüz arasında köprü olduğunu anlayacaklar ama iş işten
geçtikten sonra. Çok yazık. Sık çam ormanlarının arasında bir görünüp bir
kaybolan Tahtalı Barajı manzarasını sol kolumuza takıp su yoluna girerek devam
ediyoruz.
Bazı yerler de sık orman dokusu tünel haline gelmiş. Buralara, güneş ışığı ulaşamadığı için oldukça loş. 10:55 sıralarında su yolunun sonunda ki
pınara ulaşıyoruz. Rota üzerin de ki tek
su kaynağı burası. Kısa bir moladan sonra sık orman dokusu içinde ki dik
çıkışımız devam ederek
etabın en zorlu bölümüne
geliyoruz. Yaklaşık 5-6 m.’lik yan duvar geçişi yaptıktan sonra
Tahtalı manzarası eşliğinde mola veriyoruz. Sevgili rehberimiz Metin, yanında
getirip 2 ağaca bağladığı ipi,
buradan geçecekler için bırakıyor. Moladan sonra yatay bir çıkışla devam
ediyoruz.
Rotamız üzerinde ki mağara girişinin yanından geçip düz alana ulaşıyoruz.
Oradan da orman içi yoldan devam ederek kırmızı küçük bir göletin yanından
hafif hafif yükselişe devam ediyoruz. Artık wikiloc’a göre 775 m. yükseklikteyiz. Akkaya Yangın gözetleme kulesine
2-3 km.
kala sola orman içine dalarak inişe geçiyoruz. Bundan sonra rotamız genelde çok
güzel orman içi yollar ile patikalar üzerinde, kısa iniş ve çıkışlar şeklinde(bazen
oldukça dik) devam ediyor. Artık bayaa acıktık. İsimleri lazım değil ama bazı
arkadaşlar neredeyse isyan bayrağı
açacaklar. Saat 14:00 sularında terkedilmiş
Karacadağ Köyü altındaki derede öğle molası veriyoruz. Beş buçuk saatlik
oldukça dik çıkışın sonunda su şırıltıları, kuş cıvıltıları eşliğinde mola
vermek çok iyi geliyor. Yemyeşil doğanın içinde küçük balıkların oynaştığı
dereye önce
ayaklarımızı sokuyoruz. Sonra bir şeyler atıştırıyoruz. Tempomuz şu
ana kadar gerçekten çok iyi. Rotamız bundan sonra az bir çıkış ve genelde iniş
şeklinde devam edeceği için çok rahatız. 45 dakika kadar derenin keyfini
çıkardıktan sonra tekrar yürümeye başlıyoruz. Önce terkedilmiş
Karacadağ
Köyü’nün yıkık evlerinin arasından geçiyoruz. Sonra güzel bir orman içi patika
da devam ediyor yürüyüşümüz. Patikanın sonunda yaklaşık 500-600 metrelik dik bir
çıkıştan sonra verdiğimiz molada, tamamen sessizlik moduna geçip doğayı
dinliyoruz. Ağaçkakan sesini
bile duyuyorum. Kimse sesini çıkaramıyor. Büyülü
anı bozan Değirmendere Köyü’nde çay, ayran, soda paralarını ödeyecek çünkü.
Yani tamamen duygusal. Neredeyse uyku moduna gireceğiz. Sonunda zamanlamayı
tutan sevgili Talat’ın “Ağaçkakanlar; rahat bırakın bizi,
gidin gari" diyor demesiyle uyanıp tekrar yola koyuluyoruz. Çok rahat bir tempo ile genelde iniş
şeklinde devam eden yürüyüşümüz, 12 büyük İon kentinin en zenginlerinden olan
Kolophon’un, delik deşik
edilmiş Çamönü ve Değirmendere arasına dağılmış kalıntıları arasında
devam
edip, saat 17:30 sıralarında Değirmendere Köy merkezinde son buluyor. Yukarıda
belirttiğim gibi oldukça zorlu bu etabı, çok güzel bir planlama ile keyif
içinde yaklaşık 9 saatte bitiriyoruz. Wikiloc'a göre 33 m.'den 775 m.'ye çıkarak 21.30 km. yürümüşüz. Kırmızı beyaz işaretler,
ben ve arkadaşlarım yaptığı için değil, gerçekten iyi olmuş.Yön levhası sadece Gümüldür, Kolophon ve Değirmendere’de var. Su ise, su yolunun sonunda ki pınardan başka yok. Bu etap da dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, yürüyüşe başladıktan sonra bitiş noktasına ulaşmaktan ya da geri dönmekten başka çare olmaması.
Arada terkedilmiş Karacadağ Köyü’nden başka yerleşim yeri yok. Oraya da yazın ancak küçük minibüsler,
kışın ise ancak 4x4 araçlar ulaşabiliyor. Özellikle rota bulma ve
işaretleme aşamasında bizleri birkaç kez 4x4 aracıyla bölgeye bırakan, kocaman
palasıyla patika açmamıza
ve işaretlememize destek veren, sevgili rehberimiz
Metin ÇAMDERELİ’ye ne kadar teşekkür etsek azdır. Gerçi bu yürüyüşümüz klasik Metin ÇAMDERELİ yürüyüşleri dışında oldu ama böylesi daha güzel. Bir
hafta sonra 15 Mayıs 2016 Pazar günü
etabın geri kalan
9,71 km.’lik Gümüldür-Ürkmez(Lebedos) arasını
yürümek üzere bu kez sadece 9
arkadaş ile tekrar Gümüldür’e geldik. Çeyrek asırdır dağcılık arkadaşlarım Sn.
Ayşen ve Şinasi YÜKSEL’de bu keyif etkinliğinde bizimle beraberler. Sevgili
Metin’in kahvaltıda dişi kırılan arkadaşımızı
tedavisinden sonra, tekrar
yürüyüş başlangıç noktamız olan Köprübaşı mevkiine gelip, geçen hafta yaş günü
heyecanı ile çekemediğim fotoğraf ve videoyu çekiyorum. Sonra, mandalin ve meyve
bahçeleri arasındaki yolda yürümeye başlıyoruz. Yaklaşık 2-3 km. sonra
Seferihisar
karayolunu geçip uçsuz bucaksız Gümüldür sahil bandına geliyoruz. Bundan sonra yaklaşık 6-7 km., Ürkmez Lebedos’a kadar tamamen
denizin kıyısında yürünüyor. Deniz çarşaf gibi. Hava kapalı ama sıcak. Birçok
insan denize giriyor. Lebedos’a 2-3 km. kala botlarımızı da
çıkarıp, çıplak
ayak yürüyerek, Lebedos burnunda faaliyetimizi bitiriyoruz. Bugün de 9,71 km. yürümüşüz. Uzun kumsal yürüyüşü dışında bu etabın
herhangi bir zorluğu yok. Kırmızı beyaz işaretler gayet iyi. İşaret levhaları bolca var.
Gerçi bazı levhalar doğru yönleri
göstermiyor ama varlığı da yeter. Tamamen yerleşim yeri olduğu için her yerde
kafe ve market var. Sandalet ve şortla,
denize gire çıka yapılabilecek çok güzel bir rota. Uçsuz bucaksız sahil
bandı manzarası da çok güzel. Bizler yürüyüş faaliyetini bitirdikten sonra
keyif moduna
geçiyoruz. Arabaları almaya giderken bazı arkadaşlar denize
giriyor. Sonra hep birlikte Cıfıt Kalesi
yakınında ki bakir koya gidiyoruz. Deniz,
balık, tavuk derken keyfin dibine vuruyoruz. Bir kısmımız tekrar denize
giriyor. Oradan da Cıfıt Kale’sine geçiyoruz. Saati 18:00 etmişiz. Rüzgar artmış, dalgalar yükselmeye başlamış. Sadece 3 arkadaşımız, dalga ve rüzgara rağmen denizden yürüyerek karşı adaya
gidip geliyorlar.
Saat 19:00 sularında da yürüyüş, deniz ve piknikten oluşan
pek keyifli faaliyetimizi bitirip dönüşe geçiyoruz. Böylece Değirmendere-Kolophon-Çamönü-Karacadağ-Tahtalı-Gümüldür-Ürkmez(Lebedos)
arası etkinliğimizde Wikiloc’a göre
toplam 31 km. yürümüş oluyoruz.
Bir
kez daha, 4x4 aracı ile bizleri taşıyan, gezdiren, yediren, içiren, tedavi eden
sevgili rehberimiz Metin ÇAMDERELİ’ye ve katılımcı bütün arkadaşlara çok
teşekkür ediyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK
1- Zeki VAROL
2- Kemal TIRPAN
3- Mehmet KUMRAL
4- Birol SAĞIN
5- Metin ÖZEL
6- Metin
ÇAMDERELİ
7- Mustafa
KIZILCA
8- Muhammed KİRAZDİKEN
9- Tural ÇOLAK
(Zeki Bey’in iş arkadaşı)
10- Ayhan YÖRÜK
NOT: Yazımın çok uzun olması sebebiyle yazmayı düşünüp vazgeçtiğim hususları, çeyrek asırlık dostum Şinasi YÜKSEL Ağabey blog sayfasında çok güzel anlatmış. Okumak için lütfen burayı tıklayınız. (Tavsiye ederim.)
www.sinasiyuksel.com
08.05.2016 Tarihinde yaptığımız Değirmendere-Kolophon-Çamönü-Karacadağ-Tahtalı-Gümüldür
arası fotoğraflarını görmek için
lütfen burayı tıklayınız.
08.05.2016 Tarihinde yaptığımız Değirmendere-Kolophon-Çamönü-Karacadağ-Tahtalı-Gümüldür
arası video günlüğü görmek için
lütfen burayı tıklayınız.
15.05.2016 Tarihinde yaptığımız Gümüldür-Ürkmez(Lebedos)
arası fotoğrafları görmek için
lütfen burayı tıklayınız.
15.05.2016 Tarihinde yaptığımız Gümüldür-Ürkmez(Lebedos)
arası video günlüğü görmek için lütfen burayı tıklayınız.
12-22 Aralık 2015 Tarihinde yaptığımız patika açma ve kırmızı beyaz
işaretleme faaliyeti fotoğraflarını
görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Bu güne kadar işaretlemesini yapıp
yürüdüğümüz 157.21 km.’nin dökümü :
1- 05-12.11.2015 Selçuk
Artemis Tapinağı-Efes Surları-Pamucak Sahili-Zeytinköy arası -13 Km.- İşaretleme Faaliyeti
(Pamucak Sahili-Zeytinköy
arası 9 Km. Asfalt yol araba ile işaretlendi)
2- 14-23.11.2015
Zeytinköy-Gölova-Çile arası - 16 Km.- İşaretleme Faaliyeti
3- 01-08.12.2015
Zeytinköy-Yoncaköy-Notion-Claros arası - 15 Km.- İşaretleme Faaliyeti
4- 19.11-08.12.2015
Claros-Ahmetbeyli-Çile arası - 7 Km.- İşaretleme Faaliyeti
19.11-08.12.2016 Çile-Ataköy-Çamönü-Kolophon--Değirmendere
arası - 15 Km.- İşaretleme Faaliyeti
29.11-04.12.2015
ALTERNATİF ROTA - Çile-Ahmetbeyli-Claros
arası - 11 Km.- İşaretleme Faaliyeti
5- 08.05.2016 Değirmendere-Kolophon-Çamönü-Karacadağ-Tahtalı-Gümüldür
arası - 21.30 Km.- İşaretleme Faaliyeti
15.05.2016 Gümüldür-Ürkmez(Lebedos) arası - 9,71 Km.- Yürüyüş Faaliyeti
6- 14.02.2016 Lebedos-Payamlı-Kavakdere arası - 21.60 Km.- Yürüyüş Faaliyeti
7- 12.03.2016 Kavakdere-Beyler-Gödence arası - 13.30 Km.- Yürüyüş Faaliyeti
8- 20.03.2016 Gödence-Efemçukuru-Kavacık arası - 14.30 Km.- Yürüyüş Faaliyeti
Erol DAL 17 Mayıs 2016 19:54
YanıtlaSilGerçekten yürekten tebrik ederim. Aslında blog sayfanızı bir şekilde google earth ile ilişkilendirmelisiniz bence. Bunu bir proje olarak Turizm bakanlığına sunarak çok ciddi destekler alabilirsiniz. Yeni rotanızdaki blog yazınızı merakla bekleyeceğim.
Saygılarımla.
Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim Erol Bey.
YanıtlaSilSizin gibi bu işin uzmanı birisinden bu övgüleri almak çok güzel. Çünkü gerçekten çok amatörce yapıyorum. Önerdiğiniz gibi yazı karakterini Segoui olarak değiştirdim. İnşaallah daha iyi olmuştur. 25 Yıllık deneyimlerimi paylaşarak doğaya çıkmak isteyen herkese yardımcı olmaktan başka bir gayem yok. Şu ölümlü dünyada hayata iz bırakmak istiyorum. Google varolduğu sürece yazı, fotoğraf ve videolarımın insanların işine yarayacak olması beni çok mutlu ediyor. Hepsi bu.
Bahadır BİLGENOĞLU 17.05.2016 10:19
YanıtlaSilEllerine sağlık abi. Yine harika olmuş.... Önümüzdeki sezon devamında hep beraber olmak dileğiyle...
Metin ÇAMDERELİ 17.05.2016 10:26
YanıtlaSilAbi ellerine yüreğine sağlık. Benden çok bahsetmişsin ben bu kadar övgüye alışık değilim, koltuklarım kabardı. Allah hepimize sağlık sıhhat versin daha birçok faaliyetler yapalım inşallah...
Gülsüm SARIŞEN 17.05.2016 10:30
YanıtlaSilAyhan abicim ellerinize sağlık. Hiçbir detayı atlamamışsınız. Sizinle yürümek çok keyifli. Her zaman birlikte olmak dileğiyle...
Gülten BAYRAM 17.05.2016 11:45
YanıtlaSilEline emeğine sağlık Ayhan bey. Parkuru çizenlere çok teşekkür ediyorum kendi adıma. Rehberlik yapan arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsek azdır. Minnettarım sevgilerimle.
Muhammed KİRAZDİKEN 17.05.2016 12:21
YanıtlaSilAyhan Bey çok güzel bir çalışma olmuş, tebrikler, ellerinize sağlık. Emeği geçen ve katılan tüm arkadaşlarımıza tekrar tekrar teşekkürler...
Talat TOHUMCU 17.05.2016 12:29
YanıtlaSilAyhan abi, böyle bir çalışma yaptığın için yıllar sonra bile bu anılar yaşatılacak. Ve hep güzel anı olarak kalacak. Verdiğin emekler için ne kadar teşekkür etsek azdır. İyiki varsın iyi ki seni tanımışız.
Süleyman TEMİZER 17.05.2016 13:06
YanıtlaSilElinize sağlık Ayhan Bey...Teşekkürler.
Ercan ÇELEBİ (Press)
YanıtlaSilEllerine yüreğine sağlık abi. Her zamanki gibi çok güzel bir seyahat yazısı olmuş.
Hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ederim arkadaşlar. Sizlerin sayesinde çok güzel bir paylaşım yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi paylaştıkça, sevgilerde, güzelliklerde artıyor, çoğalıyor. Allah ağız tadlarınızı hiç bozmasın.
SilErtuğrul TUGAY 22.05.2016 23:05
YanıtlaSilElinize, emeğinize, yüreğinize ve gözünüze sağlık Ayhan Bey. Sayenizde rotalarımız hem kayıtlara geçiyor hemde tanıtımlarına önemli katkılar sağlanıyor. Tekrar tekrar teşekkürler.