19 Haziran 2015 Cuma

Fethiye ÇAL Dağı(2.150 M.) Zirve Faaliyeti - Katrancı Koyu - Göcek 12 Adalar Turu - MUĞLA

Kocaeli Üniversitesi’nde okuyan can oğlum Bahadır, 13-14 Haziran 2015 Tarihlerinde İdadik Dağcılık faaliyeti olan Fethiye ÇAL Dağı Zirve etkinliğine, Şinasi YÜKSEL Ağabey ile birlikte gideceğimizi  
öğrendiğinde, direkt “Ben’de geleceğim” dedi. Oğlum Cuma günü sınavın var, Kocaeli’nden
nasıl yetişeceksin dememe rağmen, sınavdan çıkar çıkmaz 13:30 Otobüsüne binip, akşam 22:00 Sıralarında İzmir’e ulaştı. İyi bir koşuşturmanın sonunda da ekip ile, 
Alsancak Stadyumu'nda sağ salim buluşup, saat 24:00’te Fethiye’ye hareket edebildik. Oğlum Bahadır için büyük yorgunluk olacak olan faaliyete gelmek istemesinin en önemli sebebi, bu sene katılacağı İstanbul Boğazı’nda her yıl düzenlenen Boğaziçi Kıtalararası
Yüzme Yarışı” ile Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı olması sebebiyle Çanakkale Boğazı’nda düzenlenecek olan “Gelibolu 1915 Yüzme Yarışı’na” katılacak olması. Etkinliğin iyi bir antrenman fırsatı 
olduğunu, sınavların sonunda da anne baba, çok sevdiği Şinasi Amca’sı, Ayşen Teyzesi’yle beraber Katrancı Koyu’nda kamp ve Göcek 12 Adalar tekne turunun kendisi için iyi bir dinlenme ve rahatlama fırsatı olacağını düşünmüş. Ne yazık ki anneannesinin 
rahatsızlığı sebebiyle annesinin son anda gelememesi, bu düşüncesinde ki tek eksiklik oldu. Saat 05:00 Sıralarında Katrancı Koyu’na ulaşıp dağ faaliyetine katılmayacak kampçı arkadaşları bıraktık. Fethiye garajında sabah çorbalarımızı içtikten sonra 
Çameli Denizli yolundan devam ederek, Yeşil Üzümlü Beldesi, Arpacık Köyü Kızlanoluk Mevkii Gızlan Çeşmesi’ne kadar aracımız ile geliyoruz. Gızlan çeşmesinin buz gibi suyundan içip kaplarımızı doldurduktan sonra saat 07:00 Sıralarında yürüyüşümüz başlıyor.
Yaklaşık 1400 M. yükseklikteyiz. Hava serin. Kuşlar sabah seranatlarına başlamış. Her yer yemyeşil. Direkt yükselmeye başlıyoruz. Yükseldikçe Karaçam’lar yerini Sedir ağaçlarına 
bırakıyor. Tektük sakallı sedir ile ardıç ağaçları da var. Çıktığımız ilk tepeden, önce aşağıya ceviz bahçesine iniyoruz. Sonra da 3 Zirveli Çal Dağı’nın 1. Zirvesine doğru yükselmeye başlıyoruz. Sedir ağacı ormanı sol aşağımızda kalıyor. Sanki her taraf limon kokuyor.
Etrafta limon ağacı olmadığı gibi diğer ağaçlar da aşağılarda kaldı. Yaklaşık 40 Dereceye varan diklikte yarı çarşak, yarı toprak bitki örtüsü üzerinde yükselirken rehberimiz Sn. Salih ARSLAN nefis kokunun, limon kekiklerinden geldiğini söylüyor. 24 Yıllık
dağcılık hayatımda limon kekiğini hiç duymamıştım. Demek ki öğrenmenin hiçbir zaman yaşı yok. Bir avuç kadar toplayıp yiyorum. Gerçekten enfes bir tad. Resmen kekik limon tadında. 
Saat 09:30 Sularında 1. Zirveye ulaşıyoruz. Kısa molada arkadaşlara fıstıklı tahin helva ikram ediyorum. Tabii ki oğluma torpil geçerek. Sonra tekrar yürüyüşe başlıyoruz. 1. Kılçık’tan bir süre gittikten sonra dönüş kararı alıyorum. Zira artık hata yapma şansının 
olmadığı bölgedeyiz. Bıçak sırtı gibi kılçığın biri bitiyor, diğeri başlıyor. Eski İdadik rehberlerinden Ali Rıza Bey bu kılçığın Ülkemizin en uzun kılçıklarından biri olduğunu söylüyor. Her iki taraf   
yaklaşık 70-80 Derece dimdik çarşak eğim ile, tahmini 300-400 M.’lik uçurum. Bahadır yaklaşık 15 Saatlik otobüs yolculuğu sonunda bu faaliyete katıldığı için riski yüksek olan bu bölgeye, onu daha fazla sokmak istemiyorum. Böylece 12 Kasım 2011 Tarihinde 
şiddetli tipi nedeniyle çıkamadığım Gömbe Akdağ zirve faaliyetinden sonra, burası zirvesine ulaşamadığım 2. Dağ oluyor. Sağlık olsun. Dağlar milyonlarca yıldır yerinde duruyor. Allah sağlık ve ömür verirse tekrar geliriz inşaallah. Bir süre oğlum ile 
kılçıklardan dikkatlice geçen 5 Zirveci arkadaşı seyrediyoruz. 2. Zirveyi aştıklarında artık görünmez oluyorlar. Hava da, bu arada kararmaya başlıyor. Kara bulutlar Çal Dağı zirvesinde toplanmaya başlıyor. Yağmurun bu mevsimde 
yıldırım üretmesinin yanında, kılçık dönüşünün de çok daha zorlu olacak olması, beni oldukça tedirgin ediyor. Oğlum ile ağır ağır dikkatli bir şekilde inişe geçerek zirveye çıkmaktan daha önce vazgeçen arkadaşımız ile buluşuyoruz. 
Ceviz bahçesinin yanında arkadaşlarımızın zirveden dönmelerini bekliyoruz. Çal Dağı’nın zirvesi aşağıdan simsiyah görünüyor. Böyle havalarda telefonun yıldırım çekme riskine rağmen daha fazla dayanamayıp telefona sarılıyorum. 
Salih Bey zirveye ulaştıklarını ve dönüşe geçtiklerini belirtince, üçümüz de çok rahatlıyoruz. Saat 13:00 Sularında sağ salim yanımıza geliyorlar. Kutlama faslından sonra zirveden dönen arkadaşlar, öğle molası ve bir şeyler atıştırmayı aracımızın bulunduğu Gızlan Çeşmesi’nin yanında ki köşklerde yapmaya karar 
veriyorlar. Çünkü gök tanrısı yakınlarımızda gümbürdiyerek, sanki “Yeter artık buralardan gidin.” diyor. Söz dinliyoruz. Saat 14:00 Sularında aracımızın yanına geliyoruz. Yarım saat kadar dinleniyoruz. Zirveci arkadaşlar bir şeyler atıştırıyorlar. Artık tatil  
moduna geçiyoruz. 14:30 Sularında da çadır kuracağımız Katrancı Koyu’na doğru hareket ediyoruz. Yağmur başlıyor. Yağmur tanrısı sanki arkamızdan su döküyor. Saat 16:00 Sıralarında Katrancı Koyu’na ulaşıyoruz. Kampçı arkadaşlar ile buluşup çadırlarımızı  
kuruyoruz. Sonra ver elini deniz. Tüm yorgunluğumuzu denize bırakıyoruz. Akşam, kamp için gelen Sevinç-Mehmet çiftinin sofrasına ilave, markette gözleme yaptırıyoruz. Sonra da saat 10:00’a kadar muhabbet-birbirimize takılma gırla gidiyor. 
Bu arada bundan sonra Şinasi Ağabey’in komşuları Sevinç-Mehmet çifti ile bir yere gidersem yanımda hiçbir şey götürmemeye karar veriyorum. Çünkü yok yok maşallah. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Sonunda yorgun bedenlerin konçertoları
ve yanımızda kamp kuran gençlerin gece yarısına kadar devam eden gürültülü sohbetlerine rağmen uykuya dalıyoruz. 14 Haziran sabahı 07:00 Sularında kalkıyoruz. Çadırları topladıktan sonra kampın marketinin kenarında, 
çok güzel Katrancı manzarası eşliğinde güzel bir Sevim Hanım kahvaltısı yapıyoruz. Saat 09:00 Sularında da Katrancı Koyu’ndan ayrılıp 12 Adalar Tekne Turu için Göcek’e hareket ediyoruz. Katrancı Koyu çok güzel bir yer olmasına rağmen işletmecisi çok kötü. Fiyat tabelasına göre 4 Kişilik çadırlar için günlük 30.00 TL. 
olmasına rağmen, bizlerden çadır başı 30.00’ar TL. ücret aldı. 2’şer kişilik 6 çadır kurduk. Dağcıyız. Çal Dağı’ndan tırmanıştan geldik. Cumartesi akşam üstü 16:00 Sıralarında giriş yaptık, pazar sabahı 09:00’da kamptan ayrılıyoruz. Kamptan çıkmadan yerlerimizi başka çadırcılara satacaksın zaten. Bizlerden 3 çadır  
parası almamanız gerekir itirazlarımıza rağmen durum değişmedi. Bunun üzerine tartışmayı uzatmayarak 3 Çadır için ödediğimiz 90.00 TL.’yi helal ettiğimi ama diğer 3 Çadır için ödediğimiz 90 TL.yi ise helal etmediğimi kendi yüzüne söyleyip KDV fişini alarak Katrancı’dan ayrılıyoruz. Katrancı Koyu’nda 
10-15 M.Lik Çamların gölgesine çadır kuruluyor. Elektrik, su, tuvalet hizmeti var. Sivrisinek bol. Marketinde her şey var. Fiyatları da bakkalınızda ki fiyatlar gibi. (Gözleme 5.00 TL., Bira 6.50 TL.vb.) Market işletmeci de çok aklı başında bir insan. Cumartesi-Pazar aşırı kalabalık. Her yerden mangal kokuları, dumanlar geliyor. Deniz ince kumlu olduğu için aşırı kalabalıktan bulanıyor. Yeşil gibi duruyor. Koyda bulunan restoran da ki fiyatlar da oldukça pahalı. 
Neyse saat 10:30’da, Göcek 12 Adalar Turu yapacağımız Nilsu 1(0 533 8110557) teknesindeyiz. Bizlerden başka 4-5 Aile daha var. Koca teknede 20-25 kişi kadarız. Tekne personeli çok güler yüzlü. Fiyatlarını da makul yere çektiler.(Bira 8.TL.) 
Kendilerinden çok memnun kaldık. Aynı coğrafya da Katrancı Koyu’nda gördüğümüz muamele ile Göcek’te teknede gördüğümüz muamele tamamen birbirine zıt. Bu da Turizm işletmelerinde insan faktörünün ne kadar önemli olduğunu 
bir kez daha gösteriyor. Bundan sonra aynı işletmeci olduğu sürece Katrancı Koyu’na hiçbir zaman gitmeyeceğim. Ama Göcek’e tekne turu için gelip Nilsu 1 teknesini bulacağım. Sırasıyla Yassıca Adalara, Domuz(Hürriyet) Adası’na, Hamam Koyu’na, 
Bedri Rahmi(Taşkaya) Koylarına gittik. Bol bol denize atladık. Turkuaz koylarda sınırsızca yüzdük. Sonunda Saat 18:00 Sularında tekneden ayrılıp İzmir’e doğru dönüşe geçtik. Katrancı Koyu dışında çok güzel geçen etkinliğimiz için 
rehberlerimiz Tüpraş’tan mesai arkadaşım Sn. Salih ARSLAN ile Sn. Halil DEMİR olmak üzere, etkinliğe katılan bütün arkadaşlara ve kaptanımıza çok teşekkür ediyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK


Fethiye Çal Dağı Zirve yürüyüşü fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.


Fethiye Çal Dağı Zirve yürüyüşü video günlüğü görmek için lütfen burayı tıklayınız.


Şinasi Yüksel Ağabey’in yazı ve fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.


2 yorum:

  1. Salih ARSLAN
    Emeğinize sağlık,güzel bir albüm olmuş,teşekkürler.
    20.06.2015 14:31

    YanıtlaSil
  2. Yaşar KÜSBECİ
    Eline makinana yüreğine sağlık Ayhan abim ,bir daha gidersen beni de götür çal dağına ben hiç gitmedim tabii birde böyle deniz kampına..
    22.06.2015 08:33
    Görüşmek üzere sevgilerimle

    YanıtlaSil