1 Mayıs 2014 Perşembe

ÇATALKAYA - İZMİR

Sürpriz yaparak İzmir’e gelen Kocaeli Üniversitesi’nde okuyan can oğlum Bahadır'ın, “Baba bir dağa gidelim, zirve yapalım” isteğine, Mahmut Dağı veya İzmir’in her yerinden görülen, bence İzmir’in simgelerinden olan Çatalkaya’dan hangisi diye sorduğumda, 
oğlumun tercihi Çatalkaya oldu. Böylece 27.04.2014 Pazar günü, sevgili dostum Yusuf GENÇ
ile birlikte, daha önce kaç defa gittiğimi hatırlamadığım Çatalkaya zirvelerine (Namı diğer Marilyn Monroe Tepeleri) doğru çok keyifli bir yürüyüş yaptık. 
Bu yürüyüşte Yusuf Hocanın iki oğlunun da bizimle gelmesini planlamıştık. Ama Ergün’ün okul takımı antrenmanı, Kemal’in ise arkadaşını askere yolcu etmesi sebebiyle katılamadıkları için, biz üçümüz yola çıktık. Önce saat 08;40 Sularında Göztepe sahilinde, 
denizin hemen kıyısında, çok keyifli bir kahvaltı yaptık. Sonra aracımızı Narlıdere Pazar yerinin üst tarafına bırakıp saat 09;45 Sıralarında yürüyüşümüze başladık. Yemyeşil doğanın her yeri, mis gibi kokan sapsarı katır tırnağı çiçekleri, 
kıpkırmızı gelincikler ve rengarenk diğer çiçekler ile bezenmiş. Narlıdere Mezarlığı’nın üst tarafında ki bekçi kulübesinde kısa bir soluklanmadan sonra, kulübenin hemen üst tarafında bulunan oldukça dik yangın atlama yolundan yükseliyoruz.  
Yukarıda ki harman yeri düzlüğünde verdiğimiz kısa molada, bir süre kuş cıvıltıları eşliğinde İzmir Çukuru manzarasını seyrediyoruz. Daha sonra çam ormanı içinde ki Dağ bisikleti veya 
Motokros rampalarının da olduğu patikalardan yükselerek orman yoluna çıkıyoruz. Artık Hatt-ı Bala’dayız(Doruk Çizgisi). Tüm İzmir Körfezi ayaklarımızın altında. 
Karşıda Tuzla’nın tuz havuzları, Çiğli Askeri Havalimanı pistleri. Arkamız radar tesislerinin olduğu yemyeşil çamlık tepeler. Urla adaları, hava kapalı olduğundan tam seçilemiyor. 15-20 Yıl önce bomboş olan Çiğli’den Urla’ya kadar tüm sahil şeridinin beton ile kaplanmış olduğunu görüyoruz. İçimiz eziliyor. 
Yerleşim alanlarını Atalarımızın yaptığı gibi, tarım arazileri ve sahil bandının biraz üstünde kurmuş olsak, ne depremden bu kadar etkileniriz ne de sıcaktan. Böylece tarım arazilerimiz azalmamış olur. Artan nüfusumuzu besleyebilmek için daha fazla sentetik gübre ve ilaç kullanmak zorunda da kalmamış olurduk. 
Artık bunlar hayal. Bu düşünce ve konuşmalar eşliğinde saat 12:00 Sıralarında yangın gözetleme kulesinin bulunduğu Çatalkaya’nın birinci zirvesine çıkıyoruz. Rüzgar oldukça fazla ve serin estiği için kısa bir süre 360 Derece çevremizi seyrediyoruz. Sonra ikinci çatalın zirvesine doğru yola çıkıyoruz. 
İki tepenin arasında ki geçitten geçerek saat 13;00 Sıralarında Çatalkaya’nın ikinci zirvesine de çıkıyoruz. Böylece can oğlum Bahadır ve Yusuf Hoca’yla birlikte, İzmir’in batısında yaklaşık 600-700 metre yükseklikte bulunan Çatalkaya zirvelerine(Namı diğer Marilyn Monroe Tepeleri) bir kez daha çıkmış bulunuyoruz. 
Bence, Çatalkaya zirvelerinin her ikisine de çıkan şanslı azınlıktan biri olan sevgili oğlum Bahadır, bundan böyle daha bir İzmir’li olacak. Her Karşıyaka Konak vapuruna bindiğinde yada oturduğu her kafeden Çatalkaya zirvelerine bir başka bakacak. 
Yaklaşık 10-15 Dakika kadar dinlenip, İzmir Körfezi manzarası eşliğinde meyve yiyoruz. Sonra öğle molasını vereceğimiz Çelebi Çeşmesi’ne doğru inişe geçiyoruz. Saat 14;00 Sıralarında Çelebi Çeşme’ye varıyoruz. Güzel bir saç kavurma yaparak  
günün keyfini çıkarıyoruz. Bir ara yağmur atıştırır gibi oluyor ama sonra kesilerek keyfimizi bozmuyor. 15;45 Sıralarında keyifli molamızı bitirip dönüşe geçiyoruz. Dönüş yolunda İzmir Körfezi’nin muhteşem manzarası sürekli karşımızda. 
Narlıdere Mezarlığı’na doğru sürekli dik iniş yapmaktan dizlerimizin balataları yanıyor. Yaklaşık 4 Saatte çıktığımız Çatalkaya zirveleri yürüyüşünü, yaklaşık 1;45 Dakika da bitirerek saat 17;30 Sıralarında aracımızın yanına geliyoruz. Yaklaşık 1-2 Km. gidiyoruz, gökgürültülü
şimşekli yağmur bastırıyor. Meteorolojiye göre gökgürültülü sağnak yağışlı görünen hava sanki bizim yürüyüşümüzün bitmesini beklemiş. Yaradana şükranlarımızı sunuyoruz. 
Can oğlum Bahadır’ı bir kez daha tebrik ediyorum. Sevgili dostum Yusuf GENÇ’e’de çok teşekkür ediyorum.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK


Bu etkinliğin fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.

Bu etkinliğin video günlüğünü görmek için lütfen burayı tıklayınız.

Sevgili oğlum Bahadır’ın Video’sunu görmek için lütfen burayı tıklayınız.


1 yorum:

  1. Yavuz Serdar KONUK 02.May.2014 03:33:47

    Hepsi birbirinden güzel ellerinize sağlık. Bizlere İzmir'i bir başka açıdan gösterdiniz.

    YanıtlaSil