5-6 Nisan
2014 Tarihlerinde Karşıyaka Belediyesi Folklör ekibimizden Sn. Semiha TEMİZLER
KUTLUGÜN’ün organize ettiği 2 Günlük Eskişehir gezisine eşim ile beraber katıldım.
KUTLUGÜN’ün organize ettiği 2 Günlük Eskişehir gezisine eşim ile beraber katıldım.
1988 –
89 Yıllarından bu yana yaklaşık 25 Yıldır gidemediğim Eskişehir’de, Sn. Yılmaz
BÜYÜKERŞEN ve ekibi, resmen bir mucize yaratmışlar. 5-6 Dakikada bir gelen Tramvay, araç ve insanların hiçbir engel olmadan aynı yol üzerinde iç içe işlemesi, çok güzel.
BÜYÜKERŞEN ve ekibi, resmen bir mucize yaratmışlar. 5-6 Dakikada bir gelen Tramvay, araç ve insanların hiçbir engel olmadan aynı yol üzerinde iç içe işlemesi, çok güzel.
Herkes birbirine saygılı. Hiçbir keşmekeş ve karışıklık
yok. 2 Gün içerisinde hiçbir kazaya rastlamadık. 25 Yıl öncesinin pis kokulu
Porsuk Çayı gitmiş, üzerinde gezi teknelerinin, gondolların dolaştığı kenarları
yemyeşil, çevresi kafeler lokantalar ile bezenmiş Porsuk
Çayı gelmiş. Biz
göremedik ama tekneler, Panama Kanalı’nda, Tuna Nehri’nde olduğu gibi seviye
yükseltme havuzlarında yükseltilerek Porsuk Çayı’nda 12 Km. gidebiliyorlarmış. Sn.
Yılmaz BÜYÜKERŞEN nezdinde tüm emeği geçenlere saygı, sevgi ve
şükranlarımı sunuyorum. İstenirse nasıl olabileceğinin, nasıl yapılabileceğinin örneği Eskişehir.
Darısı Karşıyaka Bostanlı sahiline bir tuvalet bile yapamayan İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı’na.
05 Nisan sabahı rehberimiz Sn. Emre DALLI ile buluştuktan
sonra ilk olarak Cer Atölyesinde 129 Günde yapılan yüzde yüz yerli ilk ve tek
otomobilimiz olan Devrim arabamızı görmeye gidiyoruz. Vatan hainlerinin çeşitli
oyunları ile deposuna benzin konulmaması bahane edilerek üretimi
engellenmese, Devrim
otomobilimiz şu an tüm dünyanın tanıdığı bir otomobil markası olmaz mıydı? İçimi
sızlatan bu düşünceler içinde fotoğraflarımızı çektikten sonra Porsuk Çayı’na
tekne gezisine gidiyoruz. Bu esnada rehberimiz Emre Bey’den, Porsuk Çayı’nın
kaynağından kesilerek içindeki Kil’den temizlenip ıslah edildiğini ve bugünkü
haline getirildiğini, temizlenen Kil’in de satılarak gelir elde edildiğini
öğreniyoruz. Tekne gezisinden sonra Bilim Kültür ve Sanat Parkı’na(Sazova
Parkı) gidiyoruz.
Önce, Amerika Kıtası’nın keşfinde kullanılan Santa Maria kalyonunun
bire bir örneği olan Masal Gemisine, oradan da Ülkemizde ki 12 Kule’den
esinlenerek yapılan Masal Şatosu’na geçiyoruz.
Masal Gemisi ve Masal Şatosu’nda
masallar içinde gezindikten sonra, Sabancı Uzay Evi ve Bilim Deney Merkezi’nin
yanından geçerek Eti Sualtı Dünya’sına gidiyoruz. Eti Sualtı Dünyası,
İstanbul’da
ki örneklerinden biraz daha küçük ama bakımlı. Artık kurt gibi açıktık. Öğle
yemeğimiz Sorpa(Kuzu eti, yoğurt ve soğandan oluşan çorba), Çi(Şi) Börek,
Göbete(Kıymalı, pirinçli börek), salata, ayran, tatlı ve çaydan oluşuyor. O
kadar acıkmışız ki Çi(Şi) böreğin
biraz soğumasını bile bekleyemiyoruz.
Ağızlarımız yanıyor. Sorpa çok güzel bir çorba. Tam bir düğün yemeği gibi. Yemekten
sonra, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları’nda sevkiyatlardan sorumlu komutan
olarak zaferlerde büyük emeği olan, savaş sonrası
Paris Büyükelçisi olarak Yahudilere Türk pasaportu verip onları nazi katliamlarından kurtaran, Devlet Demir Yolları’nı ilk işleten, İTÜ’yü özerkleştiren ve daha birçok büyük
hizmetleri olan rahmetli Behiç ERKİN’in iki tren rayının arasında ki mezarının
kenarından geçerek Odun Pazarı’na gidiyoruz.
Eski Odun Pazarı’nda, Kurşunlu
Külliyesi’ni, Lületaşı Müzesi’ni, El Sanatları Müzesini, Atlıhan Çarşı’sını
gezip Yeni Odun Pazarı’nda ki Yılmaz BÜYÜKERŞEN Balmumu Heykeller Müzesi ile
Büyükşehir
Belediyesi Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ne
geçiyoruz. Buradan da denize gidemeyen dar aile çocukları için dipten alınan
artezyen suyuyla yapılan Kentpark içinde
ki plaja ve denize
gidiyoruz. Oradan da tüm Eskişehir’in kuşbaşı görülebildiği
yayla olan, Şelale Parkı’na gidip Eskişehir’i kuşbakışı seyrediyoruz. Nihayet
pilimiz bitmiş bir vaziyette otelimiz olan Sör Otel’e geliyoruz. Sanırım artık
yemek yiyip istirahat ettiğimizi düşünüyorsunuz.
Ama daha yolda, otele gelirken
gece programı yapılıyor. Bir saat kadar dinlenmeden sonra Eskişehir’in gece
hayatının fethi başlıyor. Bağlar Semti Üniversite Caddesi boyunca yürümeye başlıyoruz.
Önce Haller Gençlik Merkezi’ne, sonra Barlar Sokağı’na, daha sonra
Doktorlar Caddesi’ne saat 23;00’den sonra da gece eğlence merkezi 222’ye gidiliyor. Bizim
pilimiz bittiği için Barlar Sokağı’ndan sonra işkembe çorbası içip otele
dönüyoruz. Sabah gençlerimizeJ sorduğumda gece yarısı 02:00 – 02:30
gibi otele geldiklerini
öğreniyorum. Tek kelimeyle maaşallah. Ertesi sabah saat
08:00’de Hamamları ile ünlü Eskişehir’in Hamam Yolu mevkiinde ki Has Hamam’a, Ekrem ve Erhan Efe’yle gidiyoruz. Sıcak termal
suyun ardından olduğumuz keseyle ak pak oluyoruz.
1923’den beri tahin helva
üretimi yapan Tarihi Balkan Helvacısı’ndan Eskişehir’in ünlü Met Helvası alıyoruz.
Hamam Yolu sokaklarında gezinip alışverişlerimizi yapıyoruz. 1925’den beri
hizmet veren Eskişehir’in ünlü Karakedi Bozacısı’nda bozalarımızı kaşık
ile yiyoruz. Sonra otelimize dönüp kahvaltımızı yaptıktan sonra saat 15:00’e kadar
serbest zaman veriliyor. Filiz ve Aynur Hanımlar ve Erhan Efe’yle beraber
Haller Gençlik Merkezi’ne 1927’den beri hizmet veren Mazlumlar Muhallebecisi’ne
tatlı yemeye gidiyoruz.
Gelincik şuruplu su muhallebesi ile kraliçe tatlısı
yiyoruz. Dededen toruna kuşaklar boyu devam eden kendi lezzetini yaratmış
lezzet duraklarında bir şeyler yemek benim için büyük bir keyif. Sonunda saat
15:00 sıralarında toplanıp İzmir’e doğru yola çıkıyoruz. Yolda Kütahya’da Güral
Porselen’e uğruyoruz.
Saat 21:00 Sularında
Salihli de bulunan Değirmen Odun Köfte’ye gelerek gezimizin final yemeğini
yiyip saat 23:00 Sularında İzmir’e dönerek
iki günlük Eskişehir gezimiz bitiriyoruz. Başta Sn. Semiha TEMİZLER KUTLUGÜN
olmak üzere, Sn. Ekrem ALTAY’a,
Eskişehir’i bize mükemmel bir şekilde gezdirip
tanıtan rehberimiz Sn. Emre DALLI’ya(0 505 7222837), Karadeveci firmasından
kaptanımız Sn. Gürcan Bey’e, çok memnun kaldığımız otelimiz Sör Otel’e(0 222
3201020) ve geziye katılan problemsiz tüm katılımcılara çok teşekkür ediyorum.
Sağlıkla
kalın.
Ayhan
YÖRÜK
Eskişehir fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Eskişehir video günlüğünü görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Not:
Yazıda ki bilgiler Rehberimiz Sn. Emre DALLI anlatımlarından not alınmıştır.
Merhaba Ayhan. 2010 ve 2011 yıllarında toplam 6 gün gezdiğim Eskişehir'de göremediğim pek çok şeyi yazından okudum. Eline sağlık.
YanıtlaSilBehiç Erkin'e kısaca 2 ekleme yapmak istiyorum:1) Soyadını Atatürk vermiştir. 2) Büyük Taarruz emrini verdiği gece Behiç Bey'in evinde uyumuştur.
Behiç Bey Kurtuluş Savaşımızın adı pek duyulmayan çok önemli bir ismidir. Allah Rahmet Eylesin.
Selamlar..
Teşekkür ederim Şinasi Hocam.
YanıtlaSilYavuz Serdar KONUK 12 Nisan 2014 12:53
YanıtlaSilSevgili Ayhan,
Allah içinize sindirsin, sağlıkla gezmeler nasip etsin.
Gezdiğin,gördüğün yerleri bizlere tanıtman çok güzel, ama yemeklerden bahsetme be kardeşim, insanın içi eriyor.
Filiz'e çok selamlar, oğlanı da yanaklarından öperim.
Sevgiyle kalın..