1 Mart 2014 Cumartesi

KARYA (Karia) YOLU - 4. Etabı - (Gökova Körfezi Bölümü’nün SONU - ÇİFTLİK-KIZILAĞAÇ-BODRUM-PEDESA-TORBA Arası) - (Kıyı Kışlacık-İASOS)

...ve sonunda, yaklaşık 160 km.’lik Karya (Karia) Yolu Gökova Körfezi Bölümü’nün son etabı olan ÇİFTLİK-KIZILAĞAÇ-BODRUM-PEDESA-TORBA arasını, kulübümüz Zirve Dağcılık
İzmir Şb.’den Sn. Zeki VAROL rehberliğinde, 22-23 Şubat 2014  
tarihlerinde, 44 arkadaş ile yürüyerek bitirdik. İkişerşer günlük faaliyetler halinde yaptığımız, Gökova Körfezi
AKYAKA-BODRUM arası etkinliğimizi 4 etapta bitirmiş olduk. Geriye yaklaşık 640 km.cik bir mesafe kaldı.
Etap 1:  Dalyan-Kaunos-Ekincik arası                      : 12 Km.
              Akyaka-Turnalı-Sarnıç arası                       : 26 Km.
Etap 2:   Gerga Antik Şehri                                       :   6 Km.
              Sarnıç-Akbük arası                                     : 12 Km
              Akbük-Ören arası                                       : 16 Km.
Etap 3:   Ören-Bozalan-Gökbel-Mazı arası               : 26 Km.
              Mazı-Kisse Bükü-Çiftlik arası                      : 27 Km.
Etap 4:   Çiftlik-Kızılağaç-Bodrum arası                    : 21 Km.
              Bodrum-Pedesa-Gebe Kilise-Torba arası   : 12 Km.
              İasos Antik Şehri                                         :  2 Km.
                                               T O P L A M             :160 Km.
Sevgili dostum Yusuf GENÇ bu sefer küçük oğlu Ergun ile yürüyüşe katıldı. Önce büyük, sonra küçük evlat ile baba oğul yürüme ayrıcalığına sahip oldu. Gerçi ilk günün sonunda sevgili Ergun benden ve babasından sıkılarak kayış atıp İzmir’e döndü ama olsun.
22 Şubat 2014 Cumartesi sabahı Milas çıkışında sabah çorbalarını içtikten sonra, yürüyüş başlangıç noktamız olan Çiftlik’e geldik. Saat 11:10 sıralarında güzel bir bahar sabahında yürüyüşümüz başladı. Her yer yemyeşil, badem ve ahlat ağaçları kartopu gibi çiçeklenmiş. 
Rengarenk kır çiçekleri, bembeyaz papatyalar, mosmor karabaş otları ve sapsarı katırtırnağı çiçeklerinin muhteşem kokuları içinde devam eden yürüyüşümüzün öğle molasını Çilek mevkiinde verdik. Bölge, bolca çilek yetiştirilmesi ve çileklerinin meşhur olması
dolayısıyla bu isimle anılıyormuş. 15-20 dakikalık molanın sonunda saat 13:25 sıralarında yürüyüşümüz tekrar başladı. Saat 14:00 civarında Kızılağaç Köyü'ne vardık. Yer yer sandal ağaçları, yer yer çam ormanları (oldukça azalmış), yer yer zeytinlikler,  
çoğunlukla makilikler arasında süren ilk gün yürüyüşümüz saat 17:00 sularında Bodrum’da sona erdi. Rahmetli Zeki Müren’in evinin hemen yanındaki Angora Otel’e (0 252 316 2193) yerleşir yerleşmez, ilk işimiz Halikarnas Disko’nun yan tarafındaki plaja gidip denize girmek 
oldu. Böylece bazı arkadaşlar ile birlikte 2014 yılının deniz mevsimini 22 Şubat itibariyle açmış olduk. Buz gibi soğuk denizden sonra sıcacık duş, yorgun bedenlerimize çok iyi geldi. Akşam ise Bodrum caddelerinde herkes serbest. 21 km.'lik bu etapta da hiç su yok
Patikaların bazı bölümlerinde ayak burkulmasına sebep olabilecek bolca oynar taşlar var. Kırmızı beyaz işaretlemeler gayet iyi ama mesafe levhaları sadece Çiftlik ve Kızılağaç’ta var. Aralarda yok.
Tam bir keyif yürüyüşü olan etkinliğimizin 2. günü (23.02.2014) , Akyaka-Bodrum arası faaliyetimiz ile taçlanmış oldu. Önce Bodrum Kalesi’ne gidildi. Dünyanın en önemli müzeleri arasında olan  
Bodrum Kalesi’nin altını üstünü getirdik. Karya Prensesi Ada’dan İngiliz Kulesi'ne, Zindan’dan Uluburun Batığı'na, kalenin her yerine girdik çıktık. Bodrum Kalesi’nden ayrıldıktan sonra, antik dünyanın 7 harikasından biri sayılan Mausoleum’a gittik.
1856 yılında İngilizler tarafından götürülerek British Museum’da sergilenen Mausoleum’dan kalan parçaları ve temelleri gezerken, günümüzde Bodrum’un tanınmasını sağlayan önemli insanlardan olan rahmetli Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir KABAAĞAÇLI’nın  
British Museum’da yaşadığı bir anısını düşünmeden edemiyorum. Yazarımız müzeyi gezerken çok hüzünleniyor ve Müze Müdürlüğüne bir mektup yazıyor.  Mektubunda “Maussollos ve eşi Artemisia II’nin, Bodrum’un sımsıcak güneşini, masmavi göğünü ve denizini özlediklerini, kendi topraklarında çok daha rahat yaşayacaklarını,  
Londra’nın yağışlı ve kapalı havasında bulunmaktan dolayı çok mutsuz göründüklerini” belirterek iadesini ister. Müzeden gelen cevap ise “Maussollos Salonu'nu, yazarımızın mektubundan sonra Bodrum mavisine boyamaya karar verdiklerini” belirtmek olur. Umarım yürüyüşlerimiz ve yazılarımız, Anadolu’muzun öz ve öz medeniyetlerinin daha iyi tanınıp korunmasına vesile olur. 
Yoksa birileri zenginliklerimizi götürerek sahiplenmek için her fırsatı değerlendirmekte. Neyse Mausoleum’dan sonra, Göktepe Dağı’nın güney eteklerindeki yaklaşık 13.000 kişi kapasiteli Bodrum Antik Tiyatrosu’na doğru yürüyüşümüze devam ettik. Burada sevgili rehberimiz Sn. Zeki VAROL antik dünya ve Karya medeniyeti 
hakkında bilgiler verdi. Sevgili Fatih KUTLUER’in gür sesi eşliğinde, dağcıların "Günaydın" şiirini tekrarlayıp antik tiyatroyu çınlattık. Önce herkese ve her şeye, sonra da kendimize selam verdik. Antik Tiyatro'dan ayrıldıktan sonra Devlet Hastanesinin solundan Göktepe Dağı’nda yükselmeye başladık. 
 
Göktepe Dağı’nın yeşillikleri, sapsarı katırtırnağı çiçekleri ile kaplanmış. Katırtırnağı çiçeklerinin insanı sarhoş eden kokuları arasında yükselişimiz devam ettikçe, manzara müthiş bir hal alıyor. Bodrum, Gümbet, Bitez, Ortakent resmen birleşmiş. Dağ taş her yer bembeyaz Bodrum evleri ile dolmuş. 360 derece
Bodrum, Turgutreis, Yalıkavak, Torba koylarını seyrettikten sonra, saat 12:00 sıralarında Pedesa Antik Şehri’ne ulaştık. Ege’nin en eski halklarından olan ve Bodrum civarında yaşayan Leleglerden günümüze ulaşan en iyi antik kent olan Pedesa’yı bir saat kadar 
gezip öğle molası verdik. Antik kentin hemen yanında bulunan Pedesa ziyaretçi merkezindeki görevliler, kendi içme suları olan damacanadaki suyu tamamen bizlerle paylaşıp bir de hepimize çay ikram ettiler. Para ödeme arzumuzu da geri çevirdiler. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Moladan sonra yöre halkının Gebe Kilise
dediği Leleglere özgü, kümbetleri andıran, oldukça büyük düzgün kayaların bindirme tekniğiyle üst üste konularak kuru duvar yöntemiyle oluşturulmuş, türbe biçimli yuvarlak taş tümülüs mezarlarının yanına geliyoruz. Kubbeli tek bir odadan oluşan  
mezarın küçük girişinden girip çıkıyoruz. Sonra mezarın çevresinde istirahat ederken Torba, Göltürkbükü, Gündoğan, Güvercinlik, Güllük Koyları'nı kuş bakışı seyrediyoruz. Daha sonra bir insan boyunu aşmış maki örtüsünün içinde kaybolmuş patikadan, sıkıntılı sevimsiz 
bir şekilde saat 15:30 sularında Torba’ya inerek etkinliğimizi bitiriyoruz. Göktepe Dağı’nda, Pedesa Antik Kenti’nden Torba’ya kadar olan etapta su yok. Buradan aracımız ile Milas’a 28 km. mesafedeki Kıyı Kışlacık’ta bulunan İasos Antik Şehri'ne gidiyoruz. Saat 16:30 sıralarında ulaştığımız İasos Antik 
Kenti’nin bulunduğu alan önceleri bir adaymış. Zamanla alüvyonların dolmasıyla yarımada haline gelmiş. Balıkçılık ve balık ticaretinde çok ileri düzeyde olan İasoslular, limanda bulunan iki kule arasına zincir germek süretiyle istenmeyen tekneleri limana sokmazlarmış. 
Çalınmış veya götürülmüş Mausoleum’dan kalan birkaç parça ile temel taşlarının bulunduğu alanda bir sürü görevli bulunurken (hatta kartlarımıza ilaveten bizlere kimlik sorma becerisi gösteren), İasos Antik Kenti’nin tamamen korumasız olması bizleri oldukça üzdü. 
 
Antik kenti gezdiğimiz bir saat boyunca civarda inek ve koyunlarını otlatan iki köylüden başka kimse yoktu. Oldukça geniş alana yayılan Antik kent kazılarak ortaya çıkarılabilir ise, sanıyorum yeni bir Efes  
doğar. Etkinliğimizin final yemeğini ise, Kıyı Kışlacık’ta bulunan İasos Ceyar Deniz Restoran’da (0 232 537 7066) yiyoruz. Yemek sonunda sevgili Fatih KUTLUER’in zirve horozlarını öttürmesi ile etkinliğimizi bitirip İzmir’e dönüşe geçiyoruz. Bir kez daha sevgili bilge rehberimiz
Sn. Zeki VAROL ile birbiriyle son derece uyumlu, problemsiz 44 arkadaşıma çok ama çok teşekkür ediyorum. Bir teşekkür de kaptanımız Sn. Haşim Bey(0 533 930 6588) ile yardımcısına. İnşallah bundan sonraki etkinliklerimize hep Haşim Bey ve otobüsü ile gideriz.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK


Karya (Karia) Yolu 4. Etabı fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.


Karya (Karia) Yolu 4. Etabı 2. Gün'ü ile, Bilge rehberimiz Sn. Zeki VAROL anlatımları videosunu görmek için lütfen burayı tıklayınız.



1 yorum:

  1. Tebrikler. Gene güzel bir etkinlik gezi olmuş. Video da iyi bir özet. İnşallah müziğe takan olmaz!

    YanıtlaSil