...ve sonunda, yaklaşık 160 km.’lik Karya (Karia)
Yolu Gökova Körfezi Bölümü’nün son
etabı olan ÇİFTLİK-KIZILAĞAÇ-BODRUM-PEDESA-TORBA
arasını, kulübümüz Zirve Dağcılık
İzmir Şb.’den Sn. Zeki VAROL rehberliğinde, 22-23 Şubat 2014
İzmir Şb.’den Sn. Zeki VAROL rehberliğinde, 22-23 Şubat 2014
tarihlerinde, 44 arkadaş ile yürüyerek
bitirdik. İkişerşer günlük faaliyetler halinde yaptığımız, Gökova Körfezi
AKYAKA-BODRUM arası etkinliğimizi 4 etapta bitirmiş olduk. Geriye yaklaşık 640 km.cik bir mesafe kaldı.
AKYAKA-BODRUM arası etkinliğimizi 4 etapta bitirmiş olduk. Geriye yaklaşık 640 km.cik bir mesafe kaldı.
Etap 1: Dalyan-Kaunos-Ekincik
arası : 12 Km.
Akyaka-Turnalı-Sarnıç
arası : 26 Km.
Etap 2: Gerga
Antik Şehri : 6 Km.
Sarnıç-Akbük
arası :
12 Km
Akbük-Ören
arası :
16 Km.
Etap 3: Ören-Bozalan-Gökbel-Mazı
arası : 26 Km.
Mazı-Kisse
Bükü-Çiftlik arası :
27 Km.
Etap 4: Çiftlik-Kızılağaç-Bodrum
arası : 21 Km.
Bodrum-Pedesa-Gebe
Kilise-Torba arası : 12 Km.
İasos
Antik Şehri : 2 Km.
T O P L A M :160
Km.
Sevgili
dostum Yusuf GENÇ bu sefer küçük oğlu Ergun ile yürüyüşe katıldı. Önce büyük, sonra küçük evlat ile baba oğul yürüme ayrıcalığına sahip oldu. Gerçi ilk
günün sonunda sevgili Ergun benden ve babasından sıkılarak kayış atıp İzmir’e
döndü ama olsun.
22 Şubat
2014 Cumartesi sabahı Milas çıkışında sabah çorbalarını içtikten sonra, yürüyüş
başlangıç noktamız olan Çiftlik’e geldik. Saat 11:10 sıralarında güzel bir
bahar sabahında yürüyüşümüz başladı. Her yer yemyeşil, badem ve ahlat ağaçları
kartopu gibi çiçeklenmiş.
Rengarenk kır çiçekleri, bembeyaz papatyalar, mosmor karabaş otları ve
sapsarı katırtırnağı çiçeklerinin muhteşem kokuları içinde devam eden
yürüyüşümüzün öğle molasını Çilek mevkiinde verdik. Bölge, bolca çilek
yetiştirilmesi ve çileklerinin meşhur olması
dolayısıyla bu isimle anılıyormuş. 15-20 dakikalık molanın sonunda saat 13:25 sıralarında yürüyüşümüz tekrar başladı. Saat
14:00 civarında Kızılağaç Köyü'ne vardık. Yer yer sandal ağaçları, yer yer çam
ormanları (oldukça azalmış), yer yer zeytinlikler,
çoğunlukla makilikler arasında süren ilk gün yürüyüşümüz saat 17:00 sularında Bodrum’da sona erdi.
Rahmetli Zeki Müren’in evinin hemen yanındaki Angora Otel’e (0 252 316 2193)
yerleşir yerleşmez, ilk işimiz Halikarnas Disko’nun yan tarafındaki plaja
gidip denize girmek
oldu. Böylece bazı arkadaşlar ile birlikte 2014 yılının
deniz mevsimini 22 Şubat itibariyle açmış olduk. Buz gibi soğuk denizden sonra
sıcacık duş, yorgun bedenlerimize çok iyi geldi. Akşam ise Bodrum caddelerinde
herkes serbest. 21 km.'lik bu etapta da hiç su yok.
Patikaların bazı bölümlerinde ayak burkulmasına sebep
olabilecek bolca oynar taşlar var. Kırmızı beyaz işaretlemeler gayet iyi ama
mesafe levhaları sadece Çiftlik ve Kızılağaç’ta var. Aralarda yok.
Tam bir
keyif yürüyüşü olan etkinliğimizin 2. günü (23.02.2014) , Akyaka-Bodrum arası
faaliyetimiz ile taçlanmış oldu. Önce Bodrum Kalesi’ne gidildi. Dünyanın en önemli
müzeleri arasında olan
Bodrum Kalesi’nin altını üstünü getirdik. Karya Prensesi Ada’dan İngiliz Kulesi'ne, Zindan’dan Uluburun Batığı'na, kalenin her yerine girdik çıktık. Bodrum Kalesi’nden ayrıldıktan sonra, antik dünyanın 7 harikasından biri sayılan Mausoleum’a gittik.
Bodrum Kalesi’nin altını üstünü getirdik. Karya Prensesi Ada’dan İngiliz Kulesi'ne, Zindan’dan Uluburun Batığı'na, kalenin her yerine girdik çıktık. Bodrum Kalesi’nden ayrıldıktan sonra, antik dünyanın 7 harikasından biri sayılan Mausoleum’a gittik.
1856 yılında İngilizler
tarafından götürülerek British Museum’da sergilenen Mausoleum’dan kalan
parçaları ve temelleri gezerken, günümüzde Bodrum’un tanınmasını sağlayan önemli insanlardan olan rahmetli Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir
KABAAĞAÇLI’nın
British Museum’da yaşadığı bir anısını düşünmeden edemiyorum. Yazarımız müzeyi gezerken çok hüzünleniyor ve Müze Müdürlüğüne bir mektup yazıyor. Mektubunda “Maussollos ve eşi Artemisia
II’nin, Bodrum’un sımsıcak güneşini, masmavi göğünü ve denizini özlediklerini, kendi
topraklarında çok daha rahat yaşayacaklarını,
Londra’nın yağışlı ve kapalı havasında bulunmaktan dolayı çok mutsuz göründüklerini” belirterek iadesini ister.
Müzeden gelen cevap ise “Maussollos Salonu'nu, yazarımızın mektubundan sonra Bodrum
mavisine boyamaya karar verdiklerini” belirtmek olur. Umarım yürüyüşlerimiz ve
yazılarımız, Anadolu’muzun öz ve öz
medeniyetlerinin daha iyi tanınıp korunmasına vesile olur.
Yoksa birileri zenginliklerimizi götürerek sahiplenmek için her fırsatı değerlendirmekte. Neyse
Mausoleum’dan sonra, Göktepe Dağı’nın güney eteklerindeki yaklaşık 13.000 kişi
kapasiteli Bodrum Antik Tiyatrosu’na doğru yürüyüşümüze devam
ettik. Burada sevgili rehberimiz Sn. Zeki VAROL antik dünya ve Karya medeniyeti
hakkında bilgiler verdi. Sevgili Fatih KUTLUER’in gür sesi eşliğinde, dağcıların "Günaydın" şiirini tekrarlayıp antik tiyatroyu çınlattık. Önce herkese ve her şeye,
sonra da kendimize selam verdik. Antik
Tiyatro'dan ayrıldıktan sonra Devlet Hastanesinin solundan Göktepe Dağı’nda yükselmeye başladık.
Göktepe Dağı’nın yeşillikleri, sapsarı katırtırnağı
çiçekleri ile kaplanmış. Katırtırnağı çiçeklerinin insanı sarhoş eden kokuları
arasında yükselişimiz devam ettikçe, manzara müthiş bir hal alıyor. Bodrum, Gümbet,
Bitez, Ortakent resmen birleşmiş. Dağ taş her yer bembeyaz Bodrum evleri ile dolmuş.
360 derece
Bodrum, Turgutreis, Yalıkavak, Torba koylarını seyrettikten sonra, saat
12:00 sıralarında Pedesa Antik Şehri’ne ulaştık. Ege’nin en eski halklarından
olan ve Bodrum civarında yaşayan Leleglerden günümüze ulaşan en iyi antik kent
olan Pedesa’yı bir saat kadar
gezip öğle molası verdik. Antik kentin hemen
yanında bulunan Pedesa ziyaretçi merkezindeki görevliler, kendi içme suları
olan damacanadaki suyu tamamen bizlerle paylaşıp bir de hepimize çay ikram ettiler.
Para ödeme arzumuzu da geri çevirdiler. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz.
Moladan sonra yöre halkının Gebe Kilise
dediği Leleglere özgü, kümbetleri
andıran, oldukça büyük düzgün kayaların bindirme tekniğiyle üst üste konularak
kuru duvar yöntemiyle oluşturulmuş, türbe biçimli yuvarlak taş tümülüs
mezarlarının yanına geliyoruz. Kubbeli tek bir odadan oluşan
mezarın küçük girişinden girip çıkıyoruz. Sonra mezarın çevresinde istirahat ederken Torba,
Göltürkbükü, Gündoğan, Güvercinlik, Güllük Koyları'nı kuş bakışı seyrediyoruz.
Daha sonra bir insan boyunu aşmış maki örtüsünün içinde kaybolmuş patikadan,
sıkıntılı sevimsiz
bir şekilde saat 15:30 sularında Torba’ya inerek etkinliğimizi bitiriyoruz. Göktepe Dağı’nda, Pedesa Antik Kenti’nden Torba’ya kadar olan etapta su yok. Buradan aracımız ile Milas’a 28 km. mesafedeki Kıyı Kışlacık’ta bulunan İasos Antik Şehri'ne gidiyoruz. Saat 16:30 sıralarında ulaştığımız İasos Antik
bir şekilde saat 15:30 sularında Torba’ya inerek etkinliğimizi bitiriyoruz. Göktepe Dağı’nda, Pedesa Antik Kenti’nden Torba’ya kadar olan etapta su yok. Buradan aracımız ile Milas’a 28 km. mesafedeki Kıyı Kışlacık’ta bulunan İasos Antik Şehri'ne gidiyoruz. Saat 16:30 sıralarında ulaştığımız İasos Antik
Kenti’nin
bulunduğu alan önceleri bir adaymış. Zamanla alüvyonların dolmasıyla yarımada
haline gelmiş. Balıkçılık ve balık ticaretinde çok ileri düzeyde olan
İasoslular, limanda bulunan iki kule arasına zincir germek süretiyle
istenmeyen tekneleri limana sokmazlarmış.
Çalınmış veya götürülmüş Mausoleum’dan kalan birkaç parça ile temel taşlarının bulunduğu alanda bir sürü görevli bulunurken (hatta kartlarımıza ilaveten bizlere kimlik sorma becerisi gösteren), İasos Antik Kenti’nin tamamen korumasız olması bizleri oldukça üzdü.
Antik kenti gezdiğimiz bir saat boyunca civarda inek ve koyunlarını otlatan iki köylüden başka
kimse yoktu. Oldukça geniş alana yayılan Antik kent kazılarak ortaya
çıkarılabilir ise, sanıyorum yeni bir Efes
doğar. Etkinliğimizin final
yemeğini ise, Kıyı Kışlacık’ta bulunan İasos Ceyar Deniz Restoran’da (0 232
537 7066) yiyoruz. Yemek sonunda sevgili Fatih KUTLUER’in zirve horozlarını
öttürmesi ile etkinliğimizi bitirip İzmir’e dönüşe geçiyoruz. Bir kez daha sevgili bilge rehberimiz
Sn. Zeki VAROL ile birbiriyle son derece uyumlu,
problemsiz 44 arkadaşıma çok ama çok teşekkür ediyorum. Bir teşekkür de kaptanımız
Sn. Haşim Bey(0 533 930 6588) ile yardımcısına. İnşallah bundan sonraki
etkinliklerimize hep Haşim Bey ve otobüsü ile gideriz.
Sağlıkla
kalın.
Ayhan
YÖRÜK
Karya (Karia)
Yolu 4. Etabı fotoğraflarını görmek
için lütfen burayı tıklayınız.
Karya (Karia)
Yolu 4. Etabı 2. Gün'ü ile, Bilge rehberimiz Sn. Zeki VAROL anlatımları videosunu görmek için lütfen burayı tıklayınız.
Tebrikler. Gene güzel bir etkinlik gezi olmuş. Video da iyi bir özet. İnşallah müziğe takan olmaz!
YanıtlaSil