1 Aralık 2009 Salı

KAZ (İDA) DAĞI (1.774 M.) - CILBAK BABA ile SARIKIZ Efsanesi

Bu yazımda, bir çok kez gittiğim, üç dört kez de Sarıkız Zirve'sine çıktığım Kaz(İda) Dağı bölgesinde, 21-22-23 Nisan 2007 yılında yaptığımız zirve yürüyüşünde Karataş Tepe’de karşılaştığımız, Milli Park alan klavuzlarından Sn.Nuri KOCABIYIK’ın (0 532 6060923) yerel ve çok güzel anlatımıyla,
Cılbak Baba ile Sarıkız Efsanesi’ni sizlerle paylaşacağım. Efsane videosundan önce kısaca Kaz (İda) Dağı hakkında bilgi vermeye çalışayım.
Antik dönemde “Çevresi sularla çevrili dağ” anlamına gelen İda, Sarıkız’ın kazlarından bugünkü adını alan Kaz Dağları, Anadolu yarım adasının kuzeybatısında yer alan Biga Yarımadası’nın en yüksek dağıdır. Çanakkale ve Balıkesir sınırları içerisinde kalmaktadır. Karataş Tepesi (1774 M.), Baba Tepe (1765 M.) ve Sarıkız Tepe (1726 M.) Kaz Dağları’nın en yüksek üç tepesidir.
Deniz seviyelerinden başlayıp 1700 metrelerdeki zirvelere kadar tırmanışı gerektiren zorlu bir doğa yürüyüşü parkuru olması, dağcıların her zaman ilgisini çekmesine neden olmaktadır. Dünyamızın en bol oksijen alanlarından biri olması, çevresindeki kaplıcalar, ayazmalar, dereler, kanyonlar, şelaleler gibi doğal güzellikleriyle, gezi turizmi olarak ülkemizin önemli bir çekim merkezi olmuştur. Homerosun İlyada’sında “Bin Pınarlı İda” olarak adlandırılan Kazdağları’nda sayısız pınarlar bulunmaktadır.
Kaz  Dağları, Ege ve Marmara Bölgeleri’nin sınırlarını oluşturması nedeniyle  iki farklı iklimin etkisinde kalır. Bu da, dünyada 29 tanesi sadece Kaz  Dağları’nda bulunan, 101 çeşit familyaya ait 800 civarında zengin bitki  çeşidi ile onlarca hayvan çeşitliliğinin oluşmasını sağlamıştır.
13.YY.’dan sonra doğudan gelen birçok Türkmen aşiretleri, Kaz Dağı eteklerine yerleşerek buraların Türkleşmesini sağlamıştır. Türkmenlerin, İstanbul'un veya Midilli'nin fethi sırasında gemilerde kullanılmak üzere kereste üretmeleri için, Fatih Sultan Mehmet tarafından Toroslar'dan getirildiği de söylenmektedir.

Sarıkız Tepesi’nin zirvesinde, yöre halkı tarafından mermer taşlarının harçsız olarak üst üste konulması ile oluşturulan, üstü açık yapıya Sarıkız’ın Makamı denilmektedir. Burası bütün insanları kucaklayan, isteklerin yerine geleceğine inanılan, ziyarete açık bir makamdır.
Sarıkız, Türkmenler, Yörükler ve çevre halkı tarafından ermiş bir kişi olarak kabul edilmekte, hayatta iken sahip olduğu düşünülen insanüstü güçlerinin, hala devam ettiğine inanılmaktadır. Yöre halkı, kendilerince çıkmaza girdiklerinde veya bir takım dilek ve istekleri olduğunda, önemli günlerde, düğünlerde buraya çıkarak dua etmekte ve kurban kesmektedir.
Sarıkız ziyareti, Cılbağa gitmek olarak ifade edilir. Ziyarete gidenlere Cılbakçı, ziyaret arabasına da Cılbak arabası denilir. Cılbak, şaman kültüründe “İbadet edilen yer, dilekte bulunulup bağ, düğüm atılan bez” anlamlarına gelmektedir. Türkmenler, cumartesi günü Sarıkız'a, pazar günü Baba'ya ve pazartesi günü de Şahtaşları olmak üzere üç gün hayır yaparlar. Yöredeki bazı köyler yalnız Sarıkız'a hayır yaparlar.
Sarıkız'ın makamında bir defter bulunmaktadır. Ziyaretçiler dilek ve isteklerini bu deftere yazmaktadır. Bu defter herkes tarafından okunabilmektedir. Bazen bir sevgili evlenmek istediği kimsenin adını ve kendi adını açık açık yazarak Sarıkızın aracılığı ile Allah’tan yardım istemektedir.  Sevdiğine kavuşmanın dışında ki istekler, genellikle çocuk sahibi olmak, hastalıktan kurtulmak, kısmetinin açılması,  meslek sahibi olmak, bolluk-bereket gibi sıralanmaktadır. Bu istekler, bir bezin içinde beşik maketi yapmak, duvak bırakmak yada gelin maketi yapmak gibi sembollerle de ifade edilmektedirler.  Ayrıca mumlar yakılarak da dilekte bulunulmaktadır.
Ziyarete gelenler, küçük taşları kaldırarak uğur böceği aramakta, bulduklarında, dileklerinin kabul olacağına inanmaktadırlar. Uğur böceği buldukları taşı da uğur taşı olarak yanlarında götürmektedirler. Dilekleri kabul olunca da taşı getirip yerine bırakmaktadırlar. 
Kaz avlusu, Kazdağı’nın zirveler düzlüğünden başlayarak, dağın en yüksek zirvesi olan Karataş tepesini ve kutsal alan olan Kartal çimenini de (Türkmen Yaylası) içerisine alan, etrafındaki zeminden bariz şekilde ayırt edilebilen yer yer iki metre genişliğinde olan, yıkılmış duvar hissi veren, bir kilometre çapında dairesel taş yığınıdır. Coğrafyacılar bu yapıya Girlant demektedirler. Milyonlarca yıl önceden, buzullar tarafından meydana getirildiğini belirtmekte ve dünyada ender görülen bir coğrafi yapı olduğundan söz etmektedirler.

Troya kral soyundan olan prens Ankhises ile tanrıça Afroditin oğlu olan Aeneas, annesinin de yardımıyla, Troya savaşından kurtulanlarla birlikte, İda dağının en yüksek tepesi olan Gargaros tepesinin (Karataş Tepe) eteklerinde bulunan ve kutsal alan olarak kabul edilen Kartal Çimeni Yaylasına (Türkmen Yaylası) sığınır. Düşmanlardan korunmak için etraflarına harçsız bir duvar çevirerek, kaz avlusunu oluşturduklarını ve İtalya’ya gidene kadar burada yaşadıkları tarihçiler tarafından anlatılmaktadır.
Kaz avlusunun oluşumunun yöre halkı tarafından en çok benimseni Sarıkızla ilişkili olanıdır. Sarıkızın kazlarının Bayramiç ovasına inerek köylünün mahsulüne zarar vermesi üzerine, Sarıkızın eteğine doldurduğu taşları saçarak Kaz avlusunu oluşturduğuna, böylece Kazların köylülerin mahsulüne zarar vermesini engellediğine inanılmaktadır.
Kaz Dağı Milli Parkı sınırları içerisinde bulunan Sarıkız Makamına gitmek için, Milli Parklar’dan izin almak gerekmektedir. Yöre halkı genellikle Ağustos’un ikinci haftasından sonra Sarıkıza çıkar. Bu nedenle Balıkesir Valiliği sadece yöre halkına, 15-25 Ağustos tarihleri arasında Sarıkız’a çıkarak, orada çadır kurup konaklamalarına izin vermektedir. Sarıkız’a çıkışta Türkmenler,  Karataş Tepenin eteğindeki Türkmen Yaylasına, Yörükler, zirveler düzlüğünün başlangıç yerinin sol tarafındaki Güllüce bölgesine çadırlarını kurmaktadırlar.
2007 Yılı öncesi faaliyetlerin birinde Sarıkız Zirvesinde tanıştığım, Nisan 2007 Faaliyetinde de Karataş Tepe’de karşılaşınca kendisinden o güzel anlatımıyla Sarıkız efsanesini bir kez daha anlatmasını rica ettiğim, Kaz Dağları alan klavuzlarından Sn. Nuri KOCABIYIK’a, çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bu videoyu çeken ve bu yazıda kullanmama izin veren Zirve Dağcılık Selçuk Şube Başkanımız Sn. Özgür AYDOĞAN’a da çok teşekkür ediyorum.
Sağlıkla kalınız.
Ayhan YÖRÜK


Kaz (İda) Dağı Sarıkız ile Cılbak Baba Efsanesi Video’sunu izlemek isterseniz lütfen burayı tıklayınız.

21-22-23 Nisan 2007 Tarihinde yaptığımız Ayazma’dan Sarıkız Zirve’ye çıkış etkinliği fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız


Not: Bu yazının hazırlanmasında www.sinasiyuksel.com , www.kazdaglari.com , Akçay Belediyesi web sitelerinden yararlanılmıştır.



4 yorum:

  1. Gene çok doyurucu bilgilerle dolu bir yazı olmuş; ellerine sağlık.
    Bu ara, sadece bir cümle aldığın web sayfamı referanslar arasında yazman büyük incelik, teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. Benim cocukluk ve genclik yillarim Akcay ve Edremit'te gecti ,sayenizde bugun hosl bir nostaljik yolculuk yaptim guzel fotograflarinizla ...
    Saygilar
    Pinar Walter
    20.12.2010 20.51

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir çalışma.Tebrik ederim.En az sizler kadar gezmiş ve bilgilenmiş olduk...
    Hamit ERDEN 21.12.2010 19.33

    YanıtlaSil
  4. Selam,
    2007 de Kazdağı ,Sarıkızda fotoğraflarınızda deftere yazıyorum ,güzel unutulmayacak bir faaliyetti ,burada canlandırdığınız için ellerinize sağlık..:)
    Saygılar

    YanıtlaSil