1 Aralık 2009 Salı

BOLU - GÖYNÜK - TARAKLI - SARAYCIK Yaylası HOTEL GÖL EVİ

Türkler, Osmanlı zamanında yada Anadolu’ya geldikten sonraki yüzyıllarda, nasıl yerleşim yerleri kurdular? Evleri, mimarileri, günlük yaşamları, güncel konuşmaları nasıldı?

Göynük’e gelen hörflenerek hora geçecektir.” “Göynüğe gelen heyecanlanıp makbul olacaktır.”
Göynük lehçesi. “Gıncıklamadan şeherimize bıldır gibi geliverin.” “Karar verince kentimize geçen seneki gibi gelin.” Mudurnu lehçesi.
Günümüzde bu soruların en güzel cevabını Adapazarı'nın Taraklı Köyü ile Bolu’nun Göynük ve Mudurnu ilçelerinde bulabilirsiniz. Birbirlerine yaklaşık 30-35 km. uzaklıktaki bu beldeler sanki zaman tünelinden hiç çıkmamış gibi.
Sevgili Ahmet Murat YAĞUŞ arkadaşımın 30 yıl sonra özverili gayretleri ile 3 yıldır düzenlediği okul yemeği fırsatını, güzel bir Batı Karadeniz gezisi ile taçlandırdık. Gezi sonunda İstanbul’da, 1,5 aydır görmediğimiz Kocaeli’nde okuyan oğlumuz ile buluşmak, eşim ve benim için tam bir camız kaymaklı ekmek kadayıfı etkisi 
yaptı. 03-08 Mayıs 2013 Tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Batı Karadeniz ve İstanbul gezimizin rotasını şu şekilde planladım. İzmir çıkış-İznik Gölü-Geyve-Taraklı-Göynük-Sünnet Gölü-Mudurnu-Bolu-Saraycık Yaylası Hotel Göl Evi-Aladağ Yaylaları-İstanbul-Şile-Ağva-İzmir. Rotamızda bir tek geceye kaldığımız için Mudurnu’ya giremedik.

Batı Karadeniz bölgesine bahar yeni geldiği için yeşilin her tonunu ağaçlarda, çimenlerde, otlarda gördük. Rengarenk tomurcuklanmış ve bembeyaz çiçek açmış ağaçlar, yemyeşil doğanın gelin tacı gibiydi.
Hele 1.550 metre yükseklikte Kartalkaya Kayak Merkezi’ne 9 km. kala Bolu Saraycık Yaylası Hotel Dağ Evi’ne vardığımızda, kendimizi sanki bir tablonun içine girmiş gibi hissettik. 
Taşların bile yemyeşil olduğu, ufuklara kadar sarı çiçekler, tepelerde bembeyaz karlar, önde panoramik küçük bir göl, karşıda çam-köknar ağaçlarının arasında Saraycık Yaylası. Herhalde cennet böyle bir yer  
olmalı. Tesisi işleten Lebibe-Aydın ÖZÇAĞLAR çiftini tebrik ediyorum. Pırıl pırıl, tertemiz, bembeyaz çarşaflar, masa örtüleri. Sıcacık gülen gözlerle hizmetimize koşturan personel.  Yemek ve kahvaltıya  
diyecek laf bulamıyorum. Hem lezzet hem de çeşit bakımından tek kelimeyle mükemmel. Karnımızdan çok gözümüz doydu. Çeşitler o kadar fazlaydı ki sayamadık. Kısacası tam kafa dinlenecek mükemmel bir yer. Özellikle eğitim amaçlı konaklama için bulunmaz bir yer. 
Herkese kesinlikle tavsiye ediyorum. Herhalde kışın da çok güzel olmalı. Fiyatlar da uçuk değil, makul. Kişi başı yarım pansiyon hafta içi 80, hafta sonu 110 Tl. civarında. Bolu Hotel Göl Evi Saraycık Yaylası Kartalkaya Yolu 28 Km. Tel: 0 374 2189012 – 0 530 3439999.

Taraklı, tipik bir Osmanlı köyü. İki tepenin arasında küçük bir yerleşim merkezi. Evlerin bir bölümü restore edilmiş. Yeni binalar eski ev tarzında inşa edilmeye başlanmış. Çirkin beton binalar da var.
Göynük ise tam bir Osmanlı kent merkezi. Oldukça büyük. Çirkin beton binalar yok denecek kadar az. İlçe iki dağın arasında vadide kurulmuş. Ortasından dere geçiyor. Derenin kenarında Fatih’in hocası Akşemsettin Hz.’nin yatırı ve Gazi Süleyman Paşa Camii
bulunmakta. Yan tarafta ise tipik bir Osmanlı Türk hamamı var. Fotoğraf çekmekten kolum yorulmaya başladı. Evlerin, çarşıların neredeyse tamamı restore edilmiş ya da Osmanlı mimarisine uygun inşa edilmiş. Bir de elektrik direkleri ile kabloları yer altına 
alınabilseymiş! Her yer kablo ve direk. Her resmin içine giriyorlar. Diğeri de motosiklet ve araba gürültüsü. Her yerde, her sokakta vızır vızır. Öyle bir tezat oluşturuyor ki. Motor ve araba sesinden arındırılmış bir Göynük ne kadar müthiş olabilir halbuki. 
Göynük’ten Sünnet Gölü’ne geçip göl kıyısında Doğal Yaşam Oteli’nde keşli-cevizli erişte ile fırında alabalık yiyoruz. Burası da sakin ismi gibi doğal gayet güzel bir tesis. Fiyatları yarım pansiyon hafta içi 80-90, hafta sonu 130-150 TL. civarında. Tel: 0 374 4641200-01-02.

Bolu Göl Evi’ndeki iki mükemmel günden sonra, sıfırlanmış, dinlenmiş ve de yenilenmiş olarak İstanbul’a geçip Oğlumuz ile buluşuyoruz. Unutmadan Ahmet Murat YAĞUŞ arkadaşıma organizasyon ve sürpriz doğum günü pastası için tekrar çok teşekkür 
ediyorum. İstanbul’da Balta Limanı’nda kalıyoruz. Biraz Pierre Lotti, biraz Emirgan Korusu, biraz Sarıyer, biraz Sadberk Hanım Müzesi, biraz Eminönü, Tünel, İstiklal Caddesi, Boğaz turu derken bir çırpıda 2 gün geçiveriyor.
Dönüşümüzü klasik İzmit otoyolu yerine Şile ve Ağva kıyısından yaparak İzmir’e ulaşıyoruz.

Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK

-Bu gezinin fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.

- 10.06.2013 Tarihinde Şinasi YÜKSEL ve can oğlum Bahadır ile gittiğimiz Bolu Kartalkaya Yolu Saraycık Yaylası Gölevi ile Köroğlu Dağları Aladağ Yaylaları fotoğraflarını görmek için lütfen burayı tıklayınız.

4 yorum:

  1. Hamit ERDEN
    Ayhan kardeşim paylaşım için yüreğine sağlık. Çok harika bilgiler ve görüntüler. Gezmiş ve görmüş kadar olduk. Her şey gönlünüzce olsun. Sağlıcakla kalınız.
    11.05.2013 22:34

    YanıtlaSil
  2. Gülsün DOĞAN
    Sabah bilgisayarı açtığımda görünce moralim düzeldi. Çok teşekkür ederim. Resimler harika.
    13.05.2013 08:36

    YanıtlaSil
  3. Hilal TAN
    Çok güzel bir çalışma... Büyük emek, eline yüreğine ve ayağına sağlık.
    13.05.2013 10:31

    YanıtlaSil
  4. Saliha AKÇAY
    Teşekkürler Ayhan belgesel tadında paylaşımın için. Blogunun takipcisiyim bundan böyle.
    13.05.2013 16:55

    YanıtlaSil